Quotes

See All
Rûhun hakikatinin bilinmemesindeki hikmet, insanın aczinin izhârıdır ; zîrâ rûhun mevcudiyeti kat'i olmakla beraber, hakikati bildirilmedi. Buna kıyasen, Hâlik-i kainat subhanehu ve teala'nın hakikatini idrakte 'acz' evleviyettedir. Buna daha bâriz bir misal, göz'dür ki, kendi kendisini idrâkten âcizdir.
Sayfa 18
İbdâiyyat, mevcut bir misal üzerine mebni olmayan bir emr-i muhtera'dır. (Ruh Rabbimin emrinden-dir.) nass-ı celili beyan buyurduğu vecihle ruh, kendi-sine mütekaddem bir misal üzerine mebni olmayan bir ibda'-i muhtera'dır. Binâen-ala-zâlik, emr-i ilahi ile kâimdir. (Ol) emriyle mevcuddur; âlem-i mahsûsattan değildir. Beşerin makülattan anladığı ancak suver-ı mütenevvia'dır. Ruh ise, heyûlâdan mücerred, zevât-ı âlemi Şekil ve renkten, cihet ve taraftan münezzeh olan cevahir-i mukaddese âlemi olan âlem-i ibda'dandır. İnsanın o âlemi idrâkine imkân yoktur, çünkü insan o âlemi idrake kabiliyeti olmayan [oluş, var olma] kaziyesi ile ma'lül ve mahcûb'dur.
Reklam
Dünya azabı, ahiret azâbına nisbetle nedir!!! Maazallah, dünya azabının acaba ehemmiyeti var mıdır!!! Cehennem kıvılcımlarından bir kıvılcım dünyaya düşse her şey hâk ile yeksan olur.
İbn-i Asâkir tarihinde Herm bin Habban'dan şöyle nakl edilmiştir: "Üveys-ül Karnî'ye gittim. Kendisine selam verdim. Bundan evvel kendisini görmemişdim. O da beni görmemiş idi. Üveys radiyallahu anh, bana "aleyke's selâm ya Herm ibn-i Habban" dedi. "Benim ismimi ve pederimin ismini nereden bildin. Bu günden evvel görmemiş idin" dedim. Üveys radiyallahu anh, "Ruhum ruhun, nefsim nefsinle âlem-i ervahda tekellüm ettiği vakit tanıdı. Ecsadın enfâsı olduğu gibi, ruhların da nefsleri vardır. Mümininin bazısı bazılarını tanır” dedi.
Her nev' kendi nev'iyle ülfet eyler ve muhâlifi nev'inden nefret eder.
Reklam
Kibrin en kötüsü, tevazunun içine gizlenmiş olanıdır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.