Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
RuhBilimci
Machado de AssisOldest RuhBilimci Reviews
You can find Oldest RuhBilimci quotes, oldest RuhBilimci book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
8.3Out of 10
104 syf.
10/10 puan verdi
Okuduğum en güzel kitaplardan biri oldu Asabiyeci. Kitapta Portekiz'de tıp eğitimi alan ve gelen tüm parlak teklifleri reddederek doğduğu yer olan Brezilya'nın Itaguai şehrine dönen Dr. Simon Bacamarte’nin trajikomik hikayesi anlatılıyor. Dr. Simon Bacamarte kendi geliştirdiği yöntemlerle delileri tedavi etmek üzere Itaguai'de bir akıl hastanesi kurar. İlk başlarda bu hastane şehir için gurur kaynağı olur. Ancak ilerleyen zamanlarda işler tersine döner. Hastane nüfusu giderek artar ve şehrin nüfusunu geçer. Şehirde hastaneye karşı bir isyan başlar ve yönetim değişir. Hastaneye karşı isyan etmelerine rağmen isyancılar hastaneye dokunmazlar. Hatta her iktidar değişikliğinde hastane nüfusu daha da artar çünkü artık akıl hastanesi istenilmeyen insanlardan kurtulmak için bir araç haline gelmiştir. Machado de Assis bu kitabıyla toplumdaki çarpıklıkları mizahın gücünü kullanarak ortaya koyuyor ve kimin gerçekte deli olduğu üzerine düşündürüyor.
Brezilya edebiyatının en sevdiğim, iki yazarından bir tanesi, Machado De Assis. Ülkesinde bulunan bir çok sorunu, insan ve toplum yanlışlarını değiştirmeden düşlediği gerçekliği mizahi yönünü kullanarak "Güldürürken Düşündürme" işini çok iyi beceriyor. Bir yazardan ziyade filozof edasıyla yazmış olduğu metinlerde sorunlara adeta gerçeklik katarak başarı ile idrak ettirmesinden, düşündürmesinden, sorgulamasından anlayabiliyorsunuz.
Psikoloji alanında tıp eğitimini başarı ile tamamlayan Dr.Simao Bacamante'nin her şeye rağmen ülkesi Brezilya'ya gelip Itugua şehrinde yeni gelişmekte olan psikoloji alanında, bu şehirde bir osikiyatri merkezi (Akıl Hastanesi) açması, akıl hastaları, akıl hastalığının nedenlerini araştırıp tedavi ederken yaşadığı süreçteki başından geçen ilginç ama bir o kadar da trajikomik olayların anlatıldığı bir eser.
Machado De Assis akıl hastaları ve onları bu hale getiren nedenleri mizahı ön planda baz alarak anlatırken ister istemez kendimi olayların bir parçası gibi duyumsamama neden oldu.
Müthiş gözlem yeteneği ve buna bağlı olarak ironi ile binlerce yıldır alışagelen bir toplum düzenin kurallarını bozarak, adeta yeniden herkesin kendi dışına çıkamamaktan dolayı savunduğu bir dünyada herkesin ipliğini ortaya çıkararak hilesine dikkat çekiyor.
Machado De Assis ile ilgili yorumları okuduğum zaman bu yazarın gerçekten özel bir şahsiyet olduğunu anlamıştım.
Bu kısa hikayeyi çok beğendim. Yazar kitabın ismini "İRONİ" koymalıymış.
En başta çok etkilendiğimi ve eğlendiğimi söylemeliyim.
Konu , akıl hastanesi olmayan bir kasabada çok prestijli bir doktorun " Yeşil Ev " adı altında bir hastane açması ile başlıyor.
Belirli bir süre sonra ; " İstatistikleri kontrol etmişti ve kasabanın nüfusunun beşte dördünün "Yeşil Ev"de olduğunu keşfetmişti."
İstatistiklerin ışığında yapılan değerlendirmede teorisinin çürük olduğunu fakat asıl doğrunun tam olarak zıt kuramın yani asıl ,
NORMAL OLANLARIN DENGEDEN YOKSUN OLDUĞUNU VE GERÇEKTEN HASTA OLANLARIN DA DENGELİ , MANTIKLI HAREKET EDENLER OLDUĞUNU GÖSTERMİŞTİ.
Eh artık bu kitabı alın, biraz gülün eğlenin ,ardından ,
" Gerçekten nasıl bir dünyada yaşıyoruz? " diyerek söylenin.
Çok güzel bir hikaye.
104 syf.
8/10 puan verdi
Kim deli, kim akıllı? Kim normal, kim (a)normal? Bunun sınırı nerede başlar, nerede son bulur, sınırlar belirgin midir yoksa flu mudur? Herkesin kendince bir delilik-akıllılık kıstası mı vardır, yoksa bu kavramlar da, doğru-yanlış kavramlarında da olduğu gibi göreceli midir? Bu kadar çok soru sormak sizi "akıllı biri" mi yoksa
Büyük bir ev hayal et kafadan, adına “Yeşil Ev” diyelim biz buna. Öyle bir yer olsun ki isteyende istemeyende kalabilsin burada.
Yeşil ev bir akıl hastanesi, bir tedavi merkezidir. Brezilya’nın İtaguai şehrindeki ilk psikiyatri merkezini açan tıpçı Simao Bacamerte, insanlara tedavi etmek istiyordu. İtaguaililer bu Yeşil Evi bağrına basmış, bizim Asabiyeciye büyük bir hürmet beslemişlerdi. Hürmet saygıyı, saygı sevgiyi, sevgi güveni getirdi. Bu güven halkın istenmeyen vatandaşlarına bir oda açarken aynı zamanda “deli” diye adlandırılan kişileri içinde barındırdı. Yeşil evin oda kapasitesi genişlerken nüfusu şehirdeki toplam nüfustan çoğaldı.
Gün geldi parmakla gösterilen insanları konuk edip onlara hapishane görevi görürken adamımız Asabiyeci’nin ününe ün yaşamına zenginlik kattı. Ta ki halk derin uykusundan uyanıp “isyan” bayrağı çekene kadar!
Kısa ama acıklı, küçük ama trajikomik bir metin okuyorsun. Sorgulama evren bu kitabın azlığından daha uzun sürüyor. Yazarın anlatımına istediğin ismi ver; toplumun çarpıklığına bir iz düşüm ya da şiirsel bir kurgu! Ne dersen de yazarın zekasına hayran olacaksın, insanların çığlıklarını kulaklarında dramatik ama komik bulacaksın. Bu bir başkaldırı, bu bir propaganda... Vurucu bir hikayeye cesaret edenler, mizahi bir tokat için okumaya başlamalı. Bu metin, yazara koca bir alkıştan çok saygı duruşu tadında. Tavsiye ettiğimi söylemiş miydim? Mutlaka okunsun
#asabiyeci #machadodeassis #encoreyayınları
Mezarımdan Yazıyorum ile tanışıp çok sevmiştim Machado de Assis’i, Asabiyeci ile de bir kez daha zekasına hayran kaldım yazarın. Tıp eğitimini aldıktan sonra kendini bilime ve memleketine adayan bir doktorun, İtaguai’de bir akıl hastanesi açması ve delilik üzerine araştırmalar yapma sürecini anlatıyor kitap. Önce akıl sağlığı yerinde olmak ve delilik arasındaki muğlak sınırmış gibi geliyor de Assis’in derdi ancak kurgu ilerledikçe çok daha derin bir alt metin çıkıyor karşınıza. ‘Normal’ kavramını, toplum tarafından nelerin kabul görüp nelerin dışlandığını sorguluyor yazar ve çoğunluk-azınlık hesabına göre belirlenen değer yargılarının güvenilmezliğine işaret ediyor. Bunu yaparken toplumun yozlaşması var hedefinde elbette. Elindeki iğneyi dahiyane bir incelikle hem siyasilere, yöneticilere, bürokrasiye hem de halka batırıyor. Yazarın zekasını ve kaleminin gücünü kitabın her sayfasında hissediyorsunuz. Çok severek okudum, mutlaka tavsiye ederim.
Encore yayınevi komşumdur ve her önünden geçerken kitapları incelerim ama hiç bu yayınevinden bir eser okumamıştım. Bugün gidip 2 kitap aldım ordan, biri buydu. Açıkçası çok beklentim olmadan okumaya başladım... Ve hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan birini okumuş oldum. Müthişti. Hikayenin akıcılığı, altmetinler, bana sorgulattıkları, yer yer büyülü gerçekçi anlatım. Durgun bir psikolojik metin beklerken Marquezesk bir havayla sıcacık sarıverdi bu küçük kitap beni. Bu kadar az okunmuş olması büyük haksızlık. Bu yorumu okumaya kadar gelebilmişseniz ve Asabiyeci’yi okumadıysanız hemen edinip okumanızı tavsiye ediyorum. Sanırım bir süre sonra tekrar okuyacağım. Bugün okuma yapmayacağım, dinlenme günüm olsun diye karar vermiştim ve farketmeden göz atarken -yeni alınan kitap, bebiştir çünkü, koklayıp sevmeden durulmaz- elimden bırakamadım.
#machadodeassis #asabiyeci
Yazarın okuduğum üçüncü kitabı. Daha önce #mezarımdanyazıyorum ve #filozofköpek kitaplarını okumuştum. Bu kitabı da iyiki #okudum Kitabı kısaca tanıtacak olursam: #Simaobacamarte adında bir hekimin yaşadıkları şehirdeki insanların çoğunu (kendi karısı dahil) kurduğu akıl hastanesine yatırarak #Yeşilev tedavi etmesini anlatan (ama tedavi yöntemlerinin inanılmaz olduğunu okuduğunuz zaman anlayacaksınız) harika bir kitap Ruhsal çözülmerin tedavisi belki de tersinden bakmaktır. Belki de Topluma tam olarak adapte olamayan naif, alçakgönüllü, yardımsever, yanlışa yanlış diyebilen, olumlu değişimden korkmayan, sevecen, hoşgörülü, bilgili...Ve daha pek çok halisane duygulara sahip kişileri tıpkı Doktor Bacamarte gibi bir eve kapatıp en zayıf yanlarını bulup o yönlerini abartarak tedavi edip diğerlerinin arasına salabiliriz. harika bir kitap #okunur
Bir alıntı: Hastalar belli sınıflara ayrılmıştı. Bir koğuşta sadece, en belirgin ahlaki özelliği alçakgönüllülük olanlar kalıyordu. Dikkat çekecek denli hoşgörülüler ise başka bir koğuştaydı ve doğrucu, saf, sadık, yüce gönüllü, bilge olanların da her birine ayrı koğuşlar verilmişti.