Burrow'un dediği gibi,
günahı oluşturan şey cinselliğin kendisi değil, cinselliğin farkında olmaktır. Aklın, büyük duyumsal tutkusal işlevlere ve duygulara yönelmesi ve bunların farkına varmasıyla, günah kavramı çıkar ortaya. Adem ile Havva, cinsel birleşim de bulundukları için değil, cinslerinin farkına vardıkları ve bu söz konusu birleşim olasılığı yüzünden gözden düştüler. Cinsellik onlar için akılsal bir nesne olduğunda yani, kendilerindeki cinsel etkinliği uyandırıp öncelikle gerçekleştirebileceklerinin farkına vardıklarında lanetlenmişler ve Cennet'ten atılmışlardır. Sonra insan kendi kendisinden sorumlu olmuş, kendi yolunu kendisi çizmiştir.