Yılan hikâyesiydi bu,
Uzayıp duran...
Durduğunca yılan,
Süründüğünce yıldıran!
Senden kaçıp yollarca uzak
Ve yıllarca sana varan...
Yalan dolan bir uykuydu bu!
Gözlerinde rimel sağanağı
Ve utangaç rujunun çıkmaz sokağı...
Tenine sığınan esrarlı koku,
Bu rüzgâr, bu dokunuş,bu bembeyaz doku,
Yalan!
Boynunda başlıyordu serüven.
Saçlarında uzuyordu mesafeler…
Tâ kürek kemiklerinin arası.
Neydi günaha sevk eden, beni ürpertirken seni titreten?
Vahşi bir kısrağa koşuyordu her telin
Yakan, yıkan, yol kesen!
Nazireydi hal dilince her biri
Kıldan ince, gönülden küskün beline
Tel tel akan, kırılan ve kıvrılan mahremine...
Alevden bir yoldu bu, yalnız benim seçtiğim
Ve buzdan gemilerle süzülüp geçtiğim.
Gölgesi yok, yıldızı çok bir gece!
Rüyasına sığındığım,
Her sabah vazgeçtiğim..