Pek çok korku romanı yazarı, romanlarda ruh halinin önemli bir faktör olduğunu vurguluyor. Stephen King ise onlara katılmıyor ve düşüncesini şu sözlerle açıklıyor: *Ben hikâyenin fevkaladeliğine inanırım. Konu, ruh hali, hatta karakterler ve dil ikinci planda kalır.*
King’in deyimiyle *inanç, mutluluk ve iyimserlikle* yazılan bu öyküler onun haklılığını kanıtlıyor. Konu, ruh hali, karakterler ve dil değişken ama hikâye olağanüstü.
Bu kısa öyküler koleksiyonunda Stephen King yazarlık becerisini yine gözler önüne seriyor. Öykülerde hayaletler, hatta öldürmek için yanıp tutuşan, takırdayan dişler bile var. Anlayacağınız Stephen King hayranları yine çok keyif alacak.
Rüyalar Karabasanlar II, orijinali yirmi beş bağımsız öyküden oluşan ve ilk sekiz öyküsü Rüyalar ve Karabasanlar , inkılap yayınevinin 94. Yılına özel çıkardığı kitaplarından birisidir.
Stephen King’in oykuleme tekniğinde ne kadar başarılı olduğundan bahsetmiyorum bile artık. Adam kısa kısa hikayeler yazmış fakat kelimeleri öyle zekice kullanmis ki , resmen roman niteliğinde arka plan mevcut. Ve roman tadında boşluksuz bir hikaye tadı oluşuyor. Hatta size şunu söyleyebilirim ki , hikaye ( öykü) türünde ; konu , ruh hali , beyimlemeler , tasvirler , ana karakterler , zaman , mekan vs vs her türlü hikaye unsuru arka planda kalır. Fakat King'de bu tam tersi, tüm olaya mekana hakim şekilde okuma gerçekleşiyor. Çok da sözü uzatmaya gerek yok , okumak isteyenlere seri halinde tavsiye ederim .
Sevgi saygı ve kitapla kalın.....