Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
Rüzgâr Bizi Götürecek Reviews
You can find Rüzgâr Bizi Götürecek reviews, Rüzgâr Bizi Götürecek book reviews, Rüzgâr Bizi Götürecek ratings on 1000Kitap.
16 yaşındayken ailesinin isteği ile kuzeni ile evlendirilir Furuğ, küçük bir kasabada yaşarlar. Çekici bir kadındır ve döneminde sıkı kıyafetler giyen ilk kadındır. Üç yıl süren evlilikleri boşanma ile sonuçlanır. Bu evlilikten bir oğlu olur. Ancak boşanınca çocuğun velayeti babasına verilir. Çünkü İran kanunlarına göre boşanan kadına çocuğun velayeti verilmez. Bu durum Furuğ'u derinden etkiler, bununla ilgili pek çok şiiri de vardır.
Furuğ Ferruhzad, şiirlerinde genellikle kadınların sorunlarını ele alır ve İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı ve kadınlar üzerine uygulanan baskıyı eleştirir. O İran’da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunmuştur. Bunu şiirlerinde dile getirmekten çekinmez. O yüzden onun fikirleri ve şiirleri büyük tartışmalara neden olmuştur. Bir hiciv şairi olarak tanınır.
Şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Aşk şiirleri yazar. Bazı şiirleri İran toplumu tarafından ahlaksız bulunur. 32 yaşında trafik kazasında hayatını kaybeder. Bu devrimci, cesur, susmayan kadın hayata maalesef çok erken veda eder. Ancak geride çok güzel şiirler bırakır. Bize de arkasından 'Ah canım Furuğ' demek kalır.
Sonsuz bir huzur istiyorum
Bir yenisini eklemeyeceğim kalbimdeki özleme
Bitimsiz bir huzur istiyorum…
Füruğ tam bir aşk kadını. Aşkı adeta kalemine,şiirlerine ışık olmuş parlıyor.
Bana şiiri sevdiren kadın..
312 syf.
9/10 puan verdi
İran Edebiyatı’ın büyük kadın yazarı Furuğ Ferruhzad
Hayatındaki acıları şiire sığınarak hafifletmeye çalışmış bir yazar, ataerkil bir toplumda kadın kimliğini hiçe sayanlara karşı çıkmış feminist bir şair. Şiirlerinde yalnızlık duygusunu sık sık bizlere göstermiş şairimiz.
Ailesinden kopmuş bir şekilde ayakta kalmaya çalışan Furuğ çeşitli dallarla ilgilenmeye başlamışız, yazarlığın yanı sıra tiyatro, sinema ve resim sanatlarıyla ilgilenmiş.
Ülkemizde Furuğ Ferruhzad’ın bu kadar çok tanımasının sebebinin sarsıcı hayat hikayesi olduğunu düşünenlerden biriyim bende.
Kitabını ve şiirlerini okumadan önce hayatını araştırmanızda fayda var, çünkü o zaman daha anlamlı ve bilgili okuyacağınızı düşünüyorum.
İyi Okumalar Dilerim.!!!
Trajik bir trafik kazasıyla dünyadan ayrıldığında henüz otuz iki yaşındaydı. Mücadelesiyle İran toplumuna örnek olmuş, yazdığı şiirle yaşadığı zamanın ötesinde, öncü bir kadın olan Furuğ’un kendi tabiatıyla bütünleşen, sahteliklerden arınmış, devrimci şiirini bugün insani duyarlılıktan ve lirizmden ödün vermeyen bir yaşama uğraşı niteliğiyle okumak mümkün.
"Tüm güçlerin sonu bağlanmaktır, bağlanmak güneşin aydınlık özüne
ve dökülmektir ışığın bilincine."
312 syf.
9/10 puan verdi
1934 doğumlu Furuğ Ferruhzad, İran şiiri denilince akla gelen ilk isim.
Hayatının ve şiirinin her aşamasında birbirinden farklı, birbirinden cesur hamlelerindendir belki de bu kadar tanınması. Ve yine bu hamlelerdendir yaşadığı dönemde Tahran’da dışlanması, dedikodu konusu olması…
Bu dışlanmalar sonucunda, İran şiirinde ‘milat’ sayılan şiirleriyle ilgili şunları yazar bir mektubunda: “Beni yoran perişan eden, yaşam baskısına, çevre baskısına ve ellerimi ayaklarımı bağlayan zincirlerin baskısına tüm gücümle direnmeye çabalıyordum. Ben bir kadın yani insan olmak istiyordum. Benim de nefes almaya, haykırmaya hakkım olduğunu söylemek istiyordum.”
Haykırıyordu evet! Umudu, İran kadının özgürleşme çabasını, acılarını… Makbule Aras Eivazi şu satırlarla anlatıyor Furuğ’un haykırışlarını: “Furuğ hayatı boyunca sorgular ve şiirlerinde de bu sorgulayan âsi sesi duyulur hep. Birey olmayı engelleyen her türlü yasağın, dayatmanın, kuralın karşısındadır. Peşine düştüğü özgürlük, sadece kendi özgürlüğü değildir; kadının, İran kadınının özgürleşmesi için çalışır.”
Trajik bir trafik kazası sonucu, henüz 32 yaşındayken hayata gözlerini yumar Furuğ. Ve Furuğ için yazılan ağıtların birinde şu dizeler yer alır:
“şiir, ay ışığıyla aydınlanan pencerede
ağlamaya başladı ve garip, mahzun oturdu.”
Furuğ’u anlamak adına, kadınları, İran kadınlarını anlamak adına, acılarına, direnişlerine ortak olmak adına;
Buyurunuz!
Günahın âsi ve güzel kızı sevgili Furuğ özgür bir kuş'un sıkışıp kaldığı topraklarda yaşamış, yaşamına acı ve aşktan başka kazanç koymamış. Yaşamayı şiire vurmuş birisi. Furuğ farsçada ışık anlamına geliyormuş, Benim için şiirin doğudaki ışığı anlamına geliyor artık. Kalemi bazen bir kelebek kadar zarif bazen bir kaya kadar ağır.
Şiirim duygularımın alevidir.
Sen şair ettin beni sen.
Aşkı hayatın manasına koyanlara, yaralarına aşk duyanlara aşk yüzünden doğan bu şiirleri okumalarını tavsiye ediyorum.
öncelikle kitaba henüz başlamamış bireylerde ön yargı oluşturmak istemediğim için onların bu incelemeyi okumasını tavsiye etmiyorum.
İran kültürüne ilgim kiyarüstemi filmleriyle başladı, mohsen namjoo şarkıyla had sahfaya ulaştı. Bu ilgimi en ilgili olduğum alana, okumaya yöneltince de ilk olarak ömer hayyam’ın rubailer’ini okudum. Hepsi çok derin anlamlar barındıran ama türkçe haliyle okuduğumdan sığ kalan dörtlüklerdi. Biraz hayal kırıklığıyla bitirdim ömer hayyam’ı. Sonra kiyarüstemi’nin filmine de adını veren “rüzgar bizi götürecek” radarıma takıldı. Çok büyük beklentilerle başladığım bu şiir kitabında; neredeyse her dizede aynı kelimeleri, her şiirde aynı olayları okumaktan gına geldi. Koca bir kitap boyunca sanki sözcüklerin yerleri değiştirilip değiştirilip sunulmuş gibiydi. Ayrıca diğer okurlar şiirlerdeki “aşk”ı nasıl değerlendirdi bilemiyorum ama ben bir kadın olarak, bir kadının bir adama neredeyse taparcasına aşık olmasına varlığını onun varlığına bağlamasına pek “aşk” olarak bakmıyorum.
Beğenmeme sebebim gerçekten şairin şiirlerini beğenmemiş olmam mı yoksa farsçanın çok derin bir dil olması ve hangi dile çevrilirse çevrilsin özündeki anlamı karşılayacak kelimeleri bulmakta zorlanıyor olması mı işte bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğim sanırım.
Kadına baskının hüküm sürdüğü zamanlarda, kadının varlığına bile tahammül edilemeyen bir coğrafyada yaşamış, “ağaçların soyundan” geldiğini ifade eden ; “maviliklerin gökyüzüne sığmaması” gibi, uymasının istendiği kalıplara sığmayan; kendi olma mücadelesini aşık olduğu şiirle vermeye çalışan; evladından koparılan ve henüz 32 yaşında hayata veda
Bir gün kitapevinde şiir bölümünden geçerken isminin ilgimi çekmesiyle kollarımın altında bulduğum kitaptır kendileri:)
Döneminde Doğu ve Batı arasında kalan bir ülke olan İran'da kendi benliğini arayan ,mücadele eden ,yasakları ezen bir şair var karşımızda.Kalbi kırıla kırıla arşınlamış kısa ömründe hayatın acı gerçeklerini.Zaman zaman sığınacak liman aramış.Kadın olarak var olmanın ağırlığını yüklenmiş sırtına.Duygularını ,arzularını,yıktığı duvarları öyle güzel anlatmış ki şiirlerinde..İstemekten utanıp sonrasında her şeye inat istemiş şiirlerinde hayallerini.Dün veya yarını değil bugünü istemiş hep Yaratan'dan.Bazen isyanın uçurumlarında yürümüş ,ayaklarıyla sallamış okyanusları.Bazen rüzgarıyla depremlere sebep olmuş.
Güzel okumalar diliyorum benim gibi kitabın içindeki şiirlere kapılanlara :))
312 syf.
8/10 puan verdi
Aşkın dili birdir, sevgi de evrensel bir dildir.Hepimiz insanız ve her dilde bir Leyla ile Mecnun bir Romeo ve Juliet vardır.
Bu kadar farklı ülkeden şairlerin şiirlerinden sonra şunu diyeceğim: Furuğ kadar coşkulu, tutkulu ve sevgilisini görmedim.
Bundan yetmiş seksen sene önce yaşadığı dönemdeki ve yetiştiği coğrafyadaki insanlara göre çağını ve kendini aşmış bir kadın şairden bahsediyoruz.
Doğunun geleneksel kalıplarından uzak şekilde aşkını sevgisini coşkusunu özlemini içinde beslediği duyguları yazıya dökmüş. Bir kadın bunu yapamaz mı, yapar; ama en gelişmiş toplumlarda bile cesaret ister bu, bir kadın açısından.
Furuğ işte bu yüzden okunması gereken ve dikkate alınması gereken bir yazar.
Coşku ve tutkuların taşkınlığa sebep olduğu bir kalbi bir insanı bir kadının dünyasını görmek isterseniz, buyurun: Rüzgar Sizi Götürecek...