daraldıkça daralıyor zamanım,
daha okunacak
dünya kadar kitap var,
tepilecek dünya kadar tozlu yol!
yıkımdan kurtarılacak daha
nice hayal, nice rüya,
yürekten dudağa taşınacak
daha nice hasret, nice sevda,
karganın, serçenin, ağustos böceğinin
ağzından kapılacak
daha nice nükte, nice öykü,
nice ahenk, nice türkü...
"başka gönülleri anlamak istiyorsan
önce kendi gönlünde olanları
duymaya, anlamaya çalış.
ve kendini tutamıyor,
gönlündekileri ille de söze dökmek,
türkü yapıp çığırmak istiyorsan,
sakın acele etme,
öyle arı duru, öyle külfetsiz
ve çağıltılı sözler bul ki,
"aaa! desin, işitenler,
işte bu tam da benim kıyımdan
ve içimden geçen derenin çağıltısı!
aaa, bu tam da benim hayatımın
altından ve üstünden ve içinden
Tanrı'ya doğru akan ırmağın çağıltısı!"
"kuru ağaç dallarını
birbirine sürterek
ateş yakmak gibidir,
yaşlanmış yüreklerden
mühürlenmiş aşklardan,
küllenmiş umutlardan
ve karışık rüyalardan
güzel şiir çıkarmak"