Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Sözleri ve Alıntıları

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu sözleri ve alıntılarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu kitap alıntılarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hareketin ihtiyaç duyduğu önder kim olacağına ilişkin çeşitli isimler üzerinde durdular. Savaş öncesinde Mustafa Çokay'ın Paris'te yayımladığı Yaş Türkistan dergisindeki yazılarından tanıdıkları Tahir Şakir Çağatay* isminde fikir birliğine vardılar. Tahir Çağatay, 20'li yılların başında Buhara Halk Cumhuriyeti tarafından Almanya'ya gönderilen öğrencilerdendi. Almanya' da üniversiteyi bitirmiş ve sosyoloji dalında doktora yapmıştı. Ona bir mektup yazmaya karar verdiler. Tahir Çağatay'ın adresini Mustafa Çokay'ın Paris'te yaşayan eşinden öğrendiler. Mektubu Ergeş Şermet kaleme aldı. Ona Türkistan bağımsızlık hareketinin savaştan sonra da devam etmesi gerektiğini, hareketin bir rehbere ihtiyaç duyduğunu, bu görev için kendisinin en uygun şahsiyet olduğunu yazdı. Tahir Çağatay'ın cevabı üç hafta sonra geldi. Gençlerin teklifinden son derece duygulandığını, kendisinin de hareketin devam etmesi gerektiğine inandığını, ancak içinde bulunduğu özel şartların maalesef buna izin vermediğini, her zaman onların yanında olduğunu ve mücadelelerinde onları destekleyeceğini yazıyordu. Bu arada Kızıl Ordu'ya teslim edilmekten kurtulan Türkistanlılar, Almanya'nın her köşesinden Münih'e gelmeye başlamış ve sayılan oldukça artmıştı.
Mahmut Aykarlı geç deşifre olan KGB ajanı
Sovyetler, Türkistanlıların 30'lu yıllardan itibaren vatanları dışında verdiği bağımsızlık mücadelesini yakından izlemeye çalışmıştı. Rus haber alma örgütlerinin Sovyetler Birliği dışındaki en önemli ajanlarından birisi Mahmut Aykarlı'ydı. Mahmut Aykarlı, 1931 yılında Sovyetler Birliği'nden lran'a gelmiş ve Türkistan bağımsızlık hareketinin önde gelen simalarından Müftü Sadreddin Han'ın güvenini kazanarak 24 yıl Afganistan, İran ve Pakistan'da Sovyet casusluk örgütünün en önemli ajanianndan birisi olarak faaliyet göstermişti.Aykarlı, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Afganistan'da Alman Büyükelçiliği'yle temas kurmuş, onları da kendisine inandırmış, onlara Sovyet istihbaratının bilgisi çerçevesinde bazı bilgiler vermiş, onlardan da Almanların bölgede Sovyetler' e yönelik faaliyetleri hakkında aldığı bilgileri Sovyetler' e aktararak Moskova için önemli hizmetlerde bulunmuştu. Aykarlı, MTBK'nın Pakistan temsilcisi olmayı da başarmış ve MTBK çalışmaları hakkında KGB'yi bilgilendirmişti. 1955 yılında önce Türkiye'ye gelmek, daha sonra da Almanya'ya gitmek üzere Pakistan'dan yola çıkmış, fakat karar değiştirerek İran' dan, Sovyetler Birliği'nin İran Büyükelçiliği yardımıyla Sovyetler Birliği'ne gitmişti. Mahmut Aykarlı 1944 yılında Afgan devleti içindeki Sovyet ajanlarının yardımıyla Müftü Sadreddin Han'ın Herat şehrinde ikamete mecbur edilerek faaliyetten men edilmesini sağlamış ve yine Sadreddin Han'ın Mustafa Çokay'a yazdığı bir mektuptan anlaşıldığı üzere, müftünün onayı ve tavsiyesiyle Türkistan Milli Bağımsızlık Hareketi'nin Afganistan'daki lideri konumuna yükselmişti.
Reklam
Komünist Kim Philby Rus ajanı çıkıyor
Doğu Avrupa ülkesine veya Sovyetler Birliği'ne gönderilecek ajanlardan, CIA MI-6 ilişkilerini yürüten Philby haberdar oluyor ve bütün bilgileri Sovyetler'e aktanyordu. Zengin bir İngiliz aileye mensup olan Kim Philby, 525 Cambridge Üniversitesi'nde tarih ve siyasal bilimler okumuştu. Gençliğinde Avusturya'da NKVD-GPU tarafından angaje edilen Philby, inanmış bir komünist ve NKVD tarihi boyunca Sovyetler' e en de ğerli bilgileri veren Batılı ajandı. 1940 yılında MI-6'te işe başlayan Kim Philby, 1963 yılında Moskova'ya kaçıncaya kadar Ruslar için çalıştı. Bu operasyonların başarısızlık sebebi ancak o zaman, Philby Moskova'ya kaçtıktan sonra anlaşılacaktı. Demir Perde gerisine gönderilecek ajanları önceden Ruslara haber vererek bütün bu operasyonların başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olan kişiydi. Yüzlerce ajanın Rus güvenlik kuruluşları tarafından yakalanarak idam edilmesinin tek sorumlusuydu. Kim Philby'yi paha biçilmez bilgilerle besleyen, CIA merkezinde gizli operasyonların güvenliğinden sorumlu olan Angieton terfi ederek CIA Karşı Casusluk Dairesi'nin başkanlığına getirilmişti. S26 Sovyet istihbarat kuruluşları dünyanın her köşesinde başanlı operasyonlarını devam ettirirken, Amerikalılar Soğuk Savaş'ta yenilgi üstüne yenilgi yaşıyordu. Yüzlerce yabancı CIA ajanı Sovyetler Birliği, Polonya, Romanya, Ukrayna ve Baltık ülkelerinde ölüme gönderildi. Tamamı yakalanan bu insanların akıbetieri bugün bile aydınlatılamadı.
Komintern Komünform, Pîşeverînin Azerbaycanı ve Mahabad Kürd Cumhuriyeti
Amerikalılar, Sovyet ekonomisinin bir plan ekonomisi olduğunu, Amerikan kredisi ve malları olmaksızın da maliyeti geniş halk kitlelerinin sırtına yükleyerek ülkelerini inşa edebileceklerini düşünemiyordu. Stalin ve arkadaşlarıysa, ABD kapitalizminin Rusya'ya kredi vermeksizin ve mal göndermeksizin, yeni pazarlar bularak ayakta kalabileceğini
3 güzel kız
Genç kızların en büyüğü 19 yaşındaki Gertraud Zuber'di. Uzun boylu, sarışın, mavi gözlü güzel bir Alman kızıydı. Rosenheim Lisesi'ni bir yıl önce başarıyla bitirmişti. Gertraud'un bir kız kardeşi vardı. Rosenheim'da NSDAP'nin * ileri gelenlerinden biri olan babası Rosenheim Lisesi'nde coğrafya öğretmeni, annesiyse ev kadınıydı. Kızların en küçüğü 17 yaşındaki Hayla Klubert'ti. Aralarında en konuşkanı, en şakacısı ve en işvelisi Hayla, Rosenheim Lisesi'nde öğrenciydi. Hayla, ailesinin tek kızıydı. Babası Almanya'nın ünlü ressamlarından Bay Klubert'ti. Üçüncü genç kız, arkadaşlannın Linda dediği, 17 yaşındaki Ermelinda Roth'du. Rosenheim Lisesi son sınıf öğrencisiydi. Ruzi'nin kızlarla ilişkisi son derece seviyeli ve kardeşçeydi. Tanışmalannın üstünden birkaç hafta geçmişti ki, Gertraud, Ruzi'yi anne babasıyla tanıştırmak için akşam yemeğine evlerine davet etti. Güzel bir akşam geçirdiler. Akşam yemekte çok şey konuşuldu. NSDAP üyesi Bay Zuber, genç adamın kültürüne ve zekasma hayran olmuştu. Zaten savaşın son yıllannda NSDAP ideolojisine inancı sarsıldığından, o akşam Ruzi'yi tanıyınca N azilerin "Ari ırk" teorilerinin saçmalığına iyice kanaat getirdi. Çünkü kar şısında hem Batı kültürünün inceliklerine hem de Doğu kültürüne vakıf biri vardı ve hem fikri hem de ahlaki olarak yaşıtı Alman genç erkeklerinden çok daha ileri ve bir o kadar da yakışıklıydı
Sovyetlerde tecrit için en çok kullanılan bir yol; İftira
Yaş Leninci gazetesinin Margilan'daki muhabiri Emintay Müminov, 1936 yılında, Margilanlı aydınların iki yıl önce Margilan Komsomol Merkezi'nde, Komünist Parti Şehir Merkez Komitesi Üyesi Gafarov'un başkanlığında düzenlediği toplantı hakkında bir yazı kaleme aldı. Bu makalesinde Müminov, Ruzi ile arkadaşları Münevverhan Taşhocayev ve Usman Aliyev'i ağır bir dille suçlayıp "burjuva zihniyetiyle yetişmiş, sosyalizm karşıtı insanlar" olarak niteliyordu. Üzerinden iki yıl geçtikten sonra, devletin resmi bir gazetesinde böyle bir yazı yazmak, Ruzi ve arkadaşlarını apaçık bir şekilde rejim ve halk düşmanı ilan etmek demekti. Nitekim bu yazıdan sonra düzenlenen pek çok toplantıda haklarında ilginç tartışmalar ve değerlendirmeler yapıldı ve sonuçta Ruzi ile iki arkadaşı Komsomol örgütünden atıldı. Arkadaş ekibi içinde yer alan Sultan Aliyev, iki yıl önceki o toplantıya katılamadığı için Ruzi'nin, Münevverhan'ın ve Usman Aliyev'in başına gelenler onun başına gelmedi. Aslında Sultan, aralarında en ateşli olamydı. Toplantıya katılsaydı elbette o da GPU başkanının eşiyle tartışacak ve partiden atılmış olacaktı. Münevverhan ve Usman Aliyev, çalıştıkları işlerden de atıldı.
Reklam
183 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.