Uyanma Zamanı

Sadece Aptallar 8 Saat Uyur

Erdal Demirkıran

Oldest Sadece Aptallar 8 Saat Uyur Posts

You can find Oldest Sadece Aptallar 8 Saat Uyur books, oldest Sadece Aptallar 8 Saat Uyur quotes and quotes, oldest Sadece Aptallar 8 Saat Uyur authors, oldest Sadece Aptallar 8 Saat Uyur reviews and reviews on 1000Kitap.
344 syf.
3/10 puan verdi
Yazar başlıktan da anlaşılacağı gibi 8 saat uykunun aptallık olduğunu savunuyor.Kitabında 8 saat uykunun çok olduğunu kademe kademe bu rakamı 4`e düşürmemizi söylüyor.Ben bu fikre katılmıyorum, Özellikle benim gibi genç olanlar için uyku çok önemli, Uyku benim için istasyona gidip yakıt almak gibi..Yazın ikiye üçe kadar kadar bilgisayarla uğraşıp, sabah 8 de kalktığım günleri hatırlıyorum..Verimlilik düşüyor okuduğumu, izlediğimi anlayamıyorum. Vücutta hep bitkinlik oluyor, günün sonlarına doğru ise ruhsal olarak da çöküyorsunuz canınız pek bir şey istemiyor.Ayrıca bilimsel olarak 6 saatten az uyumanın zararlı olduğu kabullenilmiş bir şey. Bunu yanı sıra grip, nezle, uzun süre yapılmayan spor sonrası hamlık hep uzun süreli uykulardan sonra geçiyor. Tabi kitap tamamen boş değil, verimli uykudan bahsettiği bölümlerde var fakat bunları İnternet üzerinden daha doğru kaynaklardan da öğrenebilirsiniz.Kitabı okuduktan sonra kendi beyin süzgecinizden geçirmenizi tavsiye ederim. Okumazsanız da hiçbir şey kaybetmezsiniz.
Sadece Aptallar 8 Saat Uyur
Sadece Aptallar 8 Saat UyurErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı Yayınları · 20137.8k okunma
Reklam
Cep telefonuna verdiğin değerin 1000'de 1'ini beynine vermedin. Neden biliyor musun? -Dur ben söyleyeyim; çünkü beyin beleş!...Trilyon dolarlarla ölçülemeyecek bu muhteşem hazineye hiç karşılıksız sahip oldun.'100' verdin telefon aldın, 'hiç'verdin beyin aldın. Senin '100' her zaman daha değerliydi...
Biliyor musun? Sen bir dahi olarak gelmiştin dünyaya.Tüm dahiler gibi sana göre de imkansız hiçbir şey yoktu,ta ki o güne kadar...Babanla,parkta kumdan kale yapıyordunuz.O esnada bir uçak geçiyordu parkın üzerinden.Sen uçağı göstererek "Baba onu bana al!" demiştin.5 yaşındaydın.Baban gülmüştü."Gel yavrum sana gofret alayım!" demişti.Sen "Hayır,Ben uçak istiyorum!" diye diretmiştin.Çok direttiğin için baban sana oyuncak bir uçak almıştı.Halbuki sen o gün oyuncak uçağı kastetmemiştin.Sana göre o uçan şey birilerinin babasına aitti ve onu senin baban da alabilirdi.Senin için imkansız olan hiçbir şey yoktu;ama baban için bu imkansızdı.Çünkü yıllar önce o da babasıyla parka gittiğinde babası ona uçak yerine şekerleme ısmarlamıştı.İşte böyle dostum henüz 5 yaşındaydın,sana imkansızı öğrettiklerinde.
Seni hep kandırdılar. Yıllarca sana "Fotoğraf makinesinden kuş çıkacak" dediler. Kuşmuş çıkmadı. Doktor iğne yaparken baban bir iyilik perisi gibi, sana "Acımayacak yavrum! dedi; ama acıdı! Sonra ne yaptı baban? Seni kucağına alıp "Ağlama yavrum!" diyerek ağlamanı tekelleştirdi. Yani o kadar abarttılarki ağlama zamanını bile bir takvime bağladılar senin. "Ağzını kocaman aç, ham yap!" dediler, yaptın. Sonra da büyüyünce "Yemek yerken ağzını kapat, öyle açma!" dediler.
İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark vardı aslında. Onlar ömür boyu gayret ediyorlar, sense ömrün boyunca hayret ediyorsun.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.