...
Yazarlık yaşamıma ilk başladığımda çok heyecanlanmıştım. Bir "ilk" yazı yazmak çok güç gelmişti. Şimdi, aradan geçen yılların deneyiminden sonra, "ilk" kitabıma önsöz yazmak da beni heyecanlandırıyor –"aradan geçen yıllar" dediğim, aslında, topu topu üç yıl kadar bir şey. Öyleyse heyecanlanmam normal.
Aylar ayları ve yazılar yazılan izledi, o zamandan bu zamana. Şimdi o acemi ilk yazıdan bu noktaya varıncaya kadar acaba ne ölçüde değiştim, yani bir yazar olarak. Yaşam bir sürekli değişim ve gelişimdir... Yoksa hiç değişmedim mi? Bu konudaki yargıyı, tarihe ve yetkili kişilere bırakıyorum.
Yazarlık yaşamımda –yazarlık dışı yaşamımda olduğu gibi– çeşitli yanlış anlaşılmalarla karşılaştım. Hatta "çalışma arkadaşım" olarak benimsediklerimin de kimi zaman onaylamadığım davranışlarını gördüm. Ama kimseye gücenmedim ve kırılmadım –zaten bu çalışma arkadaşlarımdan biri, göreceğiniz gibi hâlâ yanımda ve bu kitabın içinde, vinyetleriyle! Bu vinyetler hakkında şahsen benim söyleyecek çok sözüm var. Ama benim gibi naçiz bir birey, tarihe nasıl karışacağını –karışabilirse eğer– kendisi belirleyemez. Madem ki tarihe bu vinyetlerle karıştım, burada da birlikte olalım, rıza gösteriyorum.
...