"Yirmi iki yaşımdayken bir gün birdenbire aileme…’Romancı olacağım!’ deyip ciddiyetle ilk romanım Cevdet Bey ve Oğulları’nı yazmaya başladığımda, herkes, belki de beni bekleyen korkunç gelecekten (okuru sınırlı bir ülkede insanın romancılığa bütün hayatını vermesi!) korumak için uyarmıştı beni.”
Hayali hikâyeler ve kurmaca hakkındaki bilgilerimize rağmen, bir roman bize gerçek hayat olduğu yanılsamasını vermeye devam edemezse keyfimiz, huzurumuz kaçar.