Sohbetlerinden birinde, Tolstoy’un, çok basit bir mesleki formül dile getirdiğini okumuştum. “Eğer bir romanda bir kahraman çok kötüyse ona biraz iyilik eklemeli,” diyordu Tolstoy, “eğer fazla iyiyse biraz kötülük eklemeli.”
Adım Kırmızı’ya borçluyum. Ama ben hep okurun görsel hayal gücüne seslenen bir yazar oldum ve roman sanatının -Dostoyevski’nin sarsıcı karşı örneğine rağmen- görsellikle çalıştığına inandım. Kar roman ve siyaset, Masumiyet Müzesi de roman ve temsiliyet konularında düşünmeme yol açtı. Bu son romanımı yazarken, bütün bu tecrübelerimin iç içe geçtiğini de hissettim. Yeni bir romanı yazarken, bütün eski romanlarımızın deneyimi, o ciltlerin kalabalığı yardım eder bize, hatta destek olur.