Mis kokulu bir yemek yerine bulaşık suyu gibi bir şey içmek, sağlam, gıcır gıcır bir ayakkabı giyeceğine biçimsiz bir postal geçirmek ayağına, puf döşeklerde yatmayı bırakıp karın içinde çöreklenerek uyuyakalmak bir iş değildir aslında. Bunlar ıvır zıvırdır hep. Gerçek zorluk, yalnız bu koşullara uymak zorunluluğundan değil, birlikte yaşanılan arkadaşların huyuna suyuna uymak zorunluluğundan ortaya çıkar.