Bereket Denizi serisinin üçüncü kitabı olan Şafak Tapınağı; serinin diğer romanlarına göre olay örgüsünün geri planda kaldığı daha çok Mişima’nın Honda karakteri üzerinden dini görüşünü, yeniden doğuşa dair düşünce ve hislerini aktardığı bir eser. Mistisizmin, Budizm felsefesinin yoğun olarak hissedildiği romanda artık elli yedi yaşında başarılı bir avukat olan Honda’nın hayatını gözden geçirişini ve bastırdığı tutkusunun, yaşam arzusunun ortaya çıkışını okuyoruz. Şafak Tapınağı hayata dair soyut meseleleri ele alması ve serinin arka planındaki bütün ideolojiyi yansıtması nedeniyle, seri içinde tamamlayıcı ve kıymetli bir yeri olduğunu düşündüğüm bir roman.