Şafaktan Çok Önce kitaplarını, Şafaktan Çok Önce sözleri ve alıntılarını, Şafaktan Çok Önce yazarlarını, Şafaktan Çok Önce yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
20 temmuz cumartesi
jan hus (1372-1415) kendisi için hazırlanan engizisyon ateşine bütün gücüyle çalı çırpı taşımakta olan yoksul , yaşlı bir kadını görünce parmağını uzatıp" sancta sinyolicitas ! "
( kutsal basitlik ! ) diye bağırmış.
yazarın askerlik yaptığı dönemde tuttuğu notlardan oluşan bu kitapta ; goethe , nietzsche, dostoyevski , jack kerouac , dino buzzati , kafka gibi neredeyse bütün kitaplarını okuduğum yazarları bulacağımı hiç tahmin edemezdim .
bu kitabı elime aldığımda standart askerlik anıları ve günlük rutinler dışında : kitabı yazan çok okuyan bir yazar olduğu için , onun bakış açısıyla yazılmış belki dramatik bir günlük olduğunu düşünmüştüm değilmiş.
eruh halk kütüphanesini merak ediyorum şu an.
"bilgi acıdır ; o arttıkça mutsuzluk da artar. ama yine de
" amor fati " kaderini sev
bu kitap sayesinde daha önce adını duymadığım ludwig wittgenstein'ı keşfettim .
"insan üzerinde konuşamayacağı şey karşısında susmalıdır"
alıntısını paylaşmış
" woven man nicht sprechen kann , darüber muss man schweigren "
bütün günümü internette adı altında çıkan sayfaları okumakla geçirdim .
bir cümle dikkatimi çekiyor sonra söyleyenin izinde oradan oraya sanal dünyada okumaya başlıyorum.
bu cümlenin kimi felsefe tarihçileri tarafından "felsefenin ölümü" olduğunu söylediklerini öğreniyorum.çünkü hiçbir filozof
"bu konu üzerinde konuşulmaz ,susmamız lazım " dememiş.
Şafaktan Çok ÖnceSelahattin Yusuf · Profil Yayıncılık · 201744 okunma
"Kalp". "Kalbim". "İçim". "Yüreğim". Ne kadar eskitildi bu kelimeler. Artık kirlilikten ele alınamıyor, dokunulamıyor onlara. "Kalp" ya da "İçim" kelimeleri söylenirken/yazılırken o kadar çok su, o kadar çok şeker kullanıldı ki; onları bugün gerçek anlamlarında kullanabilmek için ya değiştirmek ya da üzerlerindeki o kalın çamuru silmek gerekmekte. Üzerlerindeki kalın salya sümük kaldırılmadan, artık ilk ve gerçek anlamlarını vermiyorlar. Eğer olabilseydi, eski anlamlarını verebilselerdi yani, şöyle söyleyecektim: "Kalbimi o kadar büyüttüm ki; onu koruyamıyorum artık!"
Goethe Der ki;
"Mükemmeller güvensizdir. Kusurlu insan küstahtır.
İyi adamsa ürkektir. Böylece her şey dengelenir: Her insan bütün olmak, ya da öyle görünmek ister".