Aydınlanma çağı yazarlarının en önemlilerinden Voltaire’in ruhban sınıfını ince ince ısırdığı, felsefelerindeki açmazları döneminin asla flamboyant olmayan o etkili, vurucu diliyle yerdiği, mutlak gerçeklik peşinde koşan farklı dini fraksiyonların her birinin ele geçirdiği tek gerçekliğin safsatadan ibaret olduğunun izahını 17. yy Fransa’sında nüfuzlu sayılan kişiler ve tarihe not edilen olaylar üzerinden yaptığı, konusu ayrıca değerlendirildiğinde ise kendi içinde de gayet eğlenceli, okurken hicvi bolca hissettiren, okuyucuya da sıradaki göndermenin kime veya neye olacağını kitapta adeta kovalatan uzun bir öyküsü Safdil.
Ele aldıkları konular bir yana, ele alış biçimleri ve dilin zarafetle kullanılıp olaylar örgüsünü neredeyse ikinci plana atan böyle yazarların eserlerini okumak her zaman büyük keyif.