Öncelikle kitabın giriş paragrafını paylaşmak istiyorum.
“Bu not yazılırken ya da okunurken ne yazık ki bir kadın bir erkek tarafından katledilmiş olabilir. Bu cinayetleri görmezden gelen ya da bu cinayetlerin katilini koruyan, kollayan cinsiyetçi kafalar bu kitabı okumasın. Okumaya değer veren bir ayrıksı okuru kadınların yaşama hakkına değer verir.”
Her Beck kitabının giriş cümlesi çok etkileyici ama bu bir başka oldu @ayriksikitap
Yıl 1971.. Yer Stockholm.. Bu kez kurbanımız üst düzey bir polis. Bir hastane odasında vahşice katlediliyor. Olay anını gören ya da duyan kimse yok. Çünkü katil bir gece yarısı kurbanın odasına sessizce pencereden giriyor ve saniyeler içinde işini halledip çıkıyor. Martın Beck ve ekibi Rönn, Kollberg, Malender ve Larsson’ın soruşturması böylece başlıyor. Araştırmaları esnasında geçmiş kitaplarda yer alan isimlere kadar uzanan derin olaylar zinciri vuku buluyor.
Finale doğru uzanan son bölümler, film tadındaydı. Gittikçe artan bir tempoyla, harika bir aksiyonla ve heyecanla okuttu kendini. Şok etkisi yaratan öyle yerler vardı ki çok şaşırdık. Lakin bitiş kısmı biraz üzdü beni. Daha çarpıcı ve etkili bir son olmalıydı, bu kitaba yakışan buydu. Ama bütünü kesinlikle bozmadı. Beck’le mutlaka ama mutlaka tanışmalısınız :) 8. kitapta görüşmek üzere