Şah Beyitler Gönderileri

Şah Beyitler kitaplarını, Şah Beyitler sözleri ve alıntılarını, Şah Beyitler yazarlarını, Şah Beyitler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadem basalı yoluna kadem kadem yanaram Tapunda şem gibi uşda dem-be-dem yanaram “ Ey sevgili! senin yoluna ayak basalı, adım adım yanarım. Mum nasıl durmadan yanıp tükenirse, ben de senin yolunda öyle durmadan yanıp tükeniyorum. Kadem -ayak- basmak; bir yola girmek, bir yol tutmak, bir yaşayış tarzını benimsemek demektir. Mum ile insan birbirine benzetilir. Mumun fitili yanar. Buna rişte-i cân “can ipliği” derler. Mumun yanması ile şairin aşk ateşiyle yanması arasında benzerlik vardır.
Bu şiire bigâne kalanlar genellikle şu tezi ileri sürenler: “Divan şiirinin dili eskimiştir…” İlk bakışta doğru görünen bu tezin arkasında Cumhuriyet öncesi tarihimize, edebiyatımıza ve topyekûn hayatımıza karşı duyulan ilgisizlik hatta -söylemeye insanın dili varmıyor- düşmanlık yatar. Onlara söylenecek şey şudur: Divan şiirinin zorluğu, aslında şiirin zorluğudur. Şiir, bütün soylu sanat gelenekleri gibi hazırlık ister. İncelmiş bir zevk, sanattan zevk alabilecek bir kültür birikimi ve geniş ufuklar ister. Bunlara sahip olmayanlar bırakınız divan şiirini, Orhan Veli’yi bile anlamakta zorluk çekerler. Onlar, Cumhuriyet döneminde en sade -veya en arı- Türkçe ile yazılmış şiirleri bile anlamaktan acizdirler. Okur ve geçerler. Halbuki şiir okumak başka, anlamak başka bir şeydir. Bugün alelâde bir insan bile günlük hayatında 150-200 İngilizce kelime kullanıyor. Anlamını ve ne olduğunu bilerek… Kaldı ki İngilizce dilimize, kültürümüze ve hayatımıza ne kadar yabancıdır. Halbuki divan şiirinin dilini anlamak için çok değil 300-400 kelime öğrenmiş olmak yeter de artar bile. Hele bunların çok önemli bir kısmı dilimizde yaşayan kelimeler olduktan sonra…
Reklam
Dehhânî
Gözün sadefinden nice dürdâne dökersin Şol dişi güher dudağı mercân ere umma DEHHANİ Gözün sedefinden ne zamana kadar gözyaşı dökeceksin? Şu dişleri inciye, dudağı mercana benzeyen sevgilinin geleceğini hiç ümit etme.
Sayfa 14 - Ötüken neşriyat
Garîb ü bîkesem künc-i belâda mahremim sensin Benimçin ağla ey çeşm ölünce hem-demim sensin (Ulvî) Garip ve kimsesizim, şu belâ köşesinde tek yakınım sensin. Ey göz, ölünce benim için ağla ki dert ortağım sadece sensin.
Ol gün kani ki gün gibi sûzan idim sana Olsan revâne sâye-i bî-cân idim sana (Hayâlî) O günler nerede ki senin aşkınla güneş gibi yanıyordum; yürüdüğüm zaman, cansız bir gölge gibi senin arkandan geliyordum.
Geri110
105 öğeden 101 ile 105 arasındakiler gösteriliyor.