Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eski ve Yeni Harflerle Karşılaştırmalı Neşir ve Safahat Dışında Kalmış Şiirler

Safahat

Mehmet Akif Ersoy

Safahat Sözleri ve Alıntıları

Safahat sözleri ve alıntılarını, Safahat kitap alıntılarını, Safahat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bana öyle geliyor ki, ne varsa Doğu'da vardır diyenler yalnız Batı'yı değil Doğu'yu da bilmiyorlar; nitekim, ne varsa Batı'da vardır davasını ileri sürenler, yalnız Doğu'yu değil Batı'yı da tanımıyorlar.
O kadar say'i-beliğin bu sefalet mi sonu? Biri evvelce eğer söylemiş olsaydı bunu, Çalışıp ömrümü çılgınca heba etmezdim, Ben bu müstakbele mazimi feda etmezdim! Merhamet bilmeyen insanlara bak, ya Rabbi, koğuyorlar ben bir sail-i avare gibi!
Reklam
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak… Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak. Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle. İmânı olan kimse gebermez bu ölümle: Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.' Davransana… Eller de senin, baş da senindir! His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.
İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür.. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!
Kuzum, ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak? Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.
Reklam
Beni göm hufre-i nisyana, ben artık öldüm.
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyûlâyı da, er geç silecektir. Rahmetle anılmak… Ebediyet budur, amma, Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir?
Virânelerin yasçısı baykuşlara döndüm, Gördüm de hazânında bu cennet gibi yurdu. Gül devrini bilseydim onun, bülbül olurdum; Yâ Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?...
Sayfa 658 - İz Yayıncılık
Bana dünyâda ne yer kaldı, emîn ol, ne de yâr; Ararım göçmek için başka zemin, başka diyâr. Bunalan rûhuma ister bir uzun boylu sefer; Yaşamaktan ne çıkar günlerim oldukça heder? Bir güler çehre sezip güldüğü yoktur yüzümün; Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün. Seneler var ki harâb olmadığım gün bilmem; Gezerim abdala çıkmış gibi sersem sersem. Dikilir karşıma hep görmediğim bilmediğim; Sorarım kendime: Gurbette mi, hayrette miyim?
Sayfa 351 - İz Yayıncılık
Reklam
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım. Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız, Aczimin giryesidir bence bütün âsârım! Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi Bedrin arslanları ancak bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab Seni ancak ebediyyetler eder istiab
Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık, Silkin de: Muhîtindeki zulmetleri yak, yık! Bir baksana: Gökler uyanık, yer uyanıktır; Dünyâ uyanıkken uyumak maskaralıktır! Eyvâh! Bu zilletlere sensin yine illet... Ey derd-i cehâlet, sana düşmekle bu millet, Bir hâle getirdin ki: Ne din kaldı, ne namûs! Ey sîne-i İslâm'a çöken kapkara kabûs, Ey hasm-ı hakîkî, seni öldürmeli evvel: Sensin bize düşmanları üstün çıkaran el!
Sayfa 194 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Safahat/ Üçüncü Kitap: Hakkın Sesleri
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.