Saltanata bağlılık Erzurum ve Sivas Kongrelerinde bile devam ediyordu. Hareketlerinde içten olmayan tek kişi, Mustafa Kemal Paşa’ydı. Hislerini saklamaya muvaffak oluyor ve halkın önünde şahsımdan istifade etmeyi de ihmal etmiyordu. Paşa, çok iyi biliyorsunuz ki Erzurum’a veya İzmir’e karşı askerî bir harekâta geçmeyi düşünen tek bir kişi bile yoktu. İstanbul Hükümeti’ne güçlük çıkartan sadece Mustafa Kemal Paşa’ydı. Mustafa Kemal Paşa’nın kafasının gerisinde ne fikirler olduğunu anlayabilmek imkânsızdı ve bütün her şey büyük bir belirsizlik içindeydi.
Bir tarafta, Anadolu da bütün vatanseverlerin hürmet beslediği meşru müdafaa hakkım kullanan bir güç vardı; öbür tarafta kendi irademiz ve kendi ellerimizle kurduğumuz bu gücün başına vazifeyle geçmiş Mustafa Kemal Paşa
Mustafa Kemal Paşa , gücünün en üst noktasında olduğu halde artık zevâlinin başladığının farkında değil. Bilirsiniz ki, her insanın bir yükselişi ve zevâli vardır. Kaderin bu gücüne karşı gelinemez.
Tahta çıkışımdan kısa b ir müddet sonraydı... Mağlûbiyet geldi... Harbin bütün mesuliyetini sırtlanmak zorundaydım. İttihad ve Terakki Komitesinin liderleri ve hakiki sorumlular kaçtıkları için çelimsiz omuzlarımda çok ağır felaketlerin yüküyle tek başıma kalmıştım.