"Neden?" sorusu Tanrıya sorulmayacak tek sorudur. Tanrı evreni neden yarattı? Bu soruya en yakın cevap, "Kendini görmek için" olabilir. Peki Tanrı kendini görmek için yarattığı evrende gördüklerinden memnun mudur? Cevap evetse, o kötü demektir. Cevap hayırsa, âciz... Oysa Tanrıya ne kötülük, ne de âcizlik yakışır. O mükemmelin tarifidir. O zaman da kötülük ve çaresizlik, anlamlarından sıyrılıp mükemmelleşir. Görüyor musun her şey birbirine karışıyor. Harikulâde bir karmaşa! O yüzden soruları kimse sevmez. Sormadan, düşünmeden, sadece yapmak ister insanlar. Tıpkı karıncalar gibi. Bir karıncanın o ebedi sisteme sorgusuz sualsiz dahil oluşunda ki manayı çözdüğün zaman, kendi varoluşundaki manaya da yaklaşmış olacaksın.
"Hayat böyle bir şeydir. Gerçeğin nerede başlayıp nerede bittiğini, rastlantıların neye hizmet ettigi hiçbir zaman çözülemez bir bilmece. Yaşamak da hayat labirentinde kaybolma yarışı. Çıkışı bulan ölecek..."