Sahih-i Buhari'den Dersler

Abdullah Feyzi Kocaer

Quotes

See All
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Safiyye (r.a.)'dan. Kendisi Ramazan'ın son on gününde mesciddeki itikafında (geceleyin) Rasûlüllah (s.a.v.)'i ziyaret etmeye gelmiş ve bir müddet yanında konuştuktan sonra geri dönmek için ayağa kalkmış, Rasûlüllah (s.a.v.) de onu uğurlamaya kalkmış. Nihayet Ümmü Seleme'nin kapısının yanındaki mescid kapısına geldiklerinde ensardan iki kişi uğramış ve Rasûlullah (s.a.v.)'e selâm vermişler. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) onlara: "Biraz durun, bu yanımdaki kadın (hanımım) Safiyye binti Huyey'dir" demiştir. Bu şekildeki tutum kendilerine ağır gelmiş ve yadırgayarak: "Subhanellah, Ey Allah'ın Rasûlü?" demişler. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.): "Şüphesiz, şeytan insanda kanın ulaştığı yere ulaşır. Bu nedenle ben sizin kalbinize bir şeyler atmasından endişe ettim." buyurmuştur. (Kitabu'l-itikaf: 8, Tecrid no: 982) Açıklama: Bu hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şüphe uyandıracak durumlarda açıklama yaparak muhataplara bilgi verdiğini görmekteyiz. Artık itimadın zirvesine ulaşmış bir kimse bu şekilde davranırsa, onun seviyesinin altındakilerin böyle durumlarda haydi haydi açıklık getirmesi gerekmektedir.
İslam batı gibi kadını metalaştırmaz aksine değerli kılar
Hz. Aişe (r.a.): "Yanıma iki kız çocuğu ile bir kadın girmişti, bir şeyler istiyordu ama yanımda sadece bir tek hurmadan başka bir şey bulamadı, ben onu kendisine verdim. O da yemeyip iki kızına bölüştürdü, sonra kalkıp çıktı. Arkasından Hz. Peygamber (s.a.v.) yanımıza girdi, kendisine durumu anlattım. O da: "Kim su kız çocukları yüzünden bir şeyle denenip sıkıntıya uğrarsa o kızlar kendisi için cehenneme karşı perde olur."buyurdu." demiştir. (Kitâbu'z-Zekât: 10, Tecrid no: 715) Açıklama: Kız çocuklarının utanç vesilesi olarak görüldüğü ve kız çocuğu dünyaya geldiğinde utancından gizlenecek bir yer arandığı bir toplumda İslâm'ın getirdiği bu anlayış son derece dikkat çekicidir. Buna göre kız çocukları utanç vesilesi değil cehennemden kurtulma vesilesidir.
Reklam
Numan b. Beşir (r.a.): "Rasûlüllah (s.a.v.): "Helal açıktır, Haram da açıktır; ama bu ikisinin arasında insanların çoğunun bilemediği şüpheli işler vardır. Kim şüpheli işlerden sakınırsa dinini ve haysiyetini kurtarır. Kim de şüpheli işlere takılırsa bunun durumu yasak bölgeye düşebilecek şekilde koyun otlatan çoban gibidir. Şunu bilin ki her hükümdarın bir yasak bölgesi vardır. Allah'ın yeryüzündeki yasak bölgesi ise haramlarıdır... (Kitabu-İman: 39, Tecrid No: 48)
Sayfa 180Kitabı okudu
Muaviye (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.)'i: "Allah kime iyilik/hayır dilerse, onu dinde derin anlayışlı (fakih) kılar. Ben dağıtıcıyım, Allah ise verendir. Allah'ın emri gelene kadar bu ümmet, Allah'ın emri üzerinde olacak, kendilerinin karşıtları onlara zarar veremeyecektir" diye buyururken işittim" demiştir. (Kitâbu'l-İlm: 13, Tecrid No: 64)
Sayfa 180Kitabı okudu
Ebû Said el-Hudri (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.v.), şöyle buyururken işitmiştir: "Biriniz sevdiği rüya gördüğünde bilsin ki bu Allah'tandir, dolayısıyla bu rüya için Allah'a hamdetsin ve bunu anlatsan Ama bunun dışındaki sevmediği rüya görürse, bu şeytandadır bu nedenle rüyanın şerrinden Allah'a sığınsın ve hiç kimse ye anlatmasın ki böylece ona rüyanın zararı dokunmaz." (Kitâbu't-Ta'bir: 3, Tecrid no: 2174)
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.