Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercümesi ve Şerhi (Orta Boy) (8 Cilt)

İmam Buhari

Quotes

See All
Şüphesiz Allah Teâla'nın yollarda gezer ve ehl-i zikri arar melekleri vardır. (B960 Buhari, Îdeyn, 7.)
Cilt 7
Sa‘d b. Ebû Vakkās’tan rivayete göre müşârün ileyh demiştir ki: Bir kere Ömer radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna girmek için izin istemişti. O sırada Resûlullah’ın yanında Kureyş’ten (Peygamber’in kadınlarından) bir kısmı yüksek sesle konuşuyor ve çokça dünyalık istiyorlardı. Ömer istîzân edince hemen kadınlar kalktılar ve perdeye koştular. Resûllullah Ömer’e izin verdi. Ömer huzura girdiğinde Resûlullah gülüyordu. Ömer, “Yâ Resûlellah! Allah seni daima mesrur etsin!” dedi. (Niçin güldüğünü anlamak istedi) Resûlullah, “Yanımda (görüşen) şu kadınlar senin sesini işitince hemen örtünmeye mübâderet ettiler de ona hayret ettim” buyurdu, Ömer, “Onların hürmetlerine, saygılarına ya Resûlellah siz daha müstehaksınız!” dedi. Bundan sonra da kadınlara hitap ederek, “Ey nefislerinin düşmanı kadınlar! Siz, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden korkmaz da benden kaçınırsınız?” dedi. Kadınlar da, “Yâ Ömer! Sen tab‘an Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden daha şedid ve haşinsin” diye karşıladılar. Resûlullah, “Yâ Ömer! Hayatım yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki şeytan sana hiç kavuşamaz. Sen bir sokağa girersen muhakkak o senin bulunduğun sokaktan başka bir sokağa yollanır, kaçar” buyurdu.
Sayfa 86
Reklam
Fakir için her ne harcarsanız muhakkak Allah onun ivâzını verir. Sebe Suresi 39. Ayet
Sayfa 286Kitabı okudu
Bu Cerh ve Ta'dil bahsini hadis inkarcılarının gözüne sokun...
Buraya gelinceye kadar verdiğimiz tafsilâttan ve vâzıhan anlaşılmıştır ki eimme-i din-i İslâm rastgelen kimsenin rastgele rivayet ettiği şeylere derhal bel bağlayıp onunla amel edecek kadar safdil ve sahtekâr kimseler değillermiş. Hele isnad uydurmuş hatta uydurma isnada kulak asmış olmaları hiç vârid-i hâtır olamaz. Onlar râvilerin ahvaline nakîr ve kıtmîr tahkik edip adalette, hıfz ve itkânda her birinin layık olduğu dereceye tayin ve sikâtın bile hangi rivayetleri muteber, hangileri merdud olduğunu tebeyyün için hiçbir zahmetten kaçınmamışlardır. Hâsılı nukûlün makbullerini merdudlarından, vehleten merdud göründükleri halde mütâbaat ve itibar tarikiyle mertebe mertebe kesb-i kuvvet edebilmek şanından olanlarını münker olanlarından temyiz için rûvatın şahıslarını, berhayat oldukları zamanları, kimlerle mülâki olmuş olduklarını, keyfiyyet-i ahz ü tahammüle ve keyfiyyet-i rivâyete derece-i dikkat ve itinalarını pek sıkı bir kontrol altına almışlar ve din-i İslâm'da kizb ile gaybet haram- iken taraf-ı âlî nebevîden hayrü'l kurûn olduğu haber verilen sadr-ı evvelde bile - tesbit ve tevsîk-i rivâyât garaz-ı müstahseni ile - vera' ve diyaneti derece-i kusvâya varanları bile icabından ta'n ve cerh etmekten tehâşi etmemişlerdir.
Sayfa 315Kitabı okudu
Enes b. Mâlik radıyallahu anhtan da: “Kim ki sevap kastederek Medine’de beni ziyaret ederse, o benim mücâvirim olur, kıyamet gününde ona şefaat ederim” buyurulduğu rivayet edilmiştir.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.