Milattan önce 800 ila 200 yılları arası Eksen Çağı(axial age)'nın üç büyük adamı vardır: Konfüçyüs - Buddha - Sokrates.
Gerçek adı Sidarta Gautama olan Buddha, zengin kralın oğlu olarak sarayda dünyaya gelir. Hint halkı yoksullukla boğuşurken, onlar badem sütünden puding yerler.
Buddha, sarayın dışındaki yaşamı görünce kendinden utanır; sarayı, eşini, çocuklarını terk edip sade yaşayışta olan Upanishadların arasına katılır.
Bu davranış, simgesel olarak SAHİP OLMAK adlı konumdan, OLMAK eylemi içine geçiştir ve ciddi bilgelik ile yürek ister.
Erich Fromm'un bu kitabında anlatılmak istenenleri okurken, Buddha'nın davranışını göz önüne getirerek, konuyu daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum.
Yüzeysel / Yavan insanların SAHİP OLMAK tutkusu altında derin bir yetkinsizlik vardır. Dünyaya yükledikleri "anlam", maddiyat, mevkii, rütbe, koltuk; hırs, haset, egemenlik çukurunda dolaşır durur.
OLMAK isteyen insan, içsel bir süreçte sevgi, paylaşım, gelişim, hak tanırlık, bilinç içinde bir canlılık taşır.
Erich Fromm bu kitabı tam beş defa oturup yeniden yazmıştır. Tam bir ustalık dönemi eseri (1976). Okunduktan sonra, dünyaya ve yaşama peşin yargılarla başkalarının yüklediği anlamlar sorguya açılacaktır...