Yazarın kurnacayla gerçek arasında geçen, çocukluğundan kalan hatıralara örülü öykülerini anlattığı romanı. Her zamanki gibi ince mizahla dolanıyor her birinin etrafında.
Güneydoğu'da geçen çocukluğu, eski Mezopotamya topraklarında insanların efsanelere, büyülere hâlâ inandığı, mistik değerleri benimsediği toplum yargıları. Bunak Nafiye, elinden Gripin'i eksik olmayan Emine, damat Cevdet, Parlak Serkan, imam Orhan ve diğerleri gün gelir, yazarın evini basar ve haklarındaki hikayelerinin hesabını sorarlar. Peki ama, düşünlerini yazdığı gerçeklikler hangisidir : Çocukluğunun anıları mı, yoksa hepsi bir kurmaca mı?
Ölüler deresindeki çıplak kadın hikayesini içeren Semizotu ile bölge çocuklarının büyük sorunsalı, kaçış noktası Bıçak Affı, dikkat çekenler. Aralarda ise, yazarın olmazsa olmazı, büyük dram Ermeni sorununa, bir mermiyle yedi Ermeni'yi kurşuna dizmek ve bunları anlatan masalcıyla anlaşan devlet gibi dokunuşlar var!
Sahir (büyücü) Yılmaz'ın diğer eserlerinde de değineceği noktaları olduğu, bölge halkını uyutmaya devam eden masalları mizahla sorguladığı romanı, okunası: Artık ustalaştığı hikayeciliği tadında...