Hikâyeleri sever ama hiçbir şey yapmadan oturmaktan nefret ederdi, ayrıca kendisine verilen kitaplar da sanki zihnini başka diyarlara götürmek için tasarlanmıştı. Kitap Meydanı’nda gözleri nereye kaysa onları meşgul edecek bir şeyler vardı: Kurşun şeritli, vitray pencereler; kitap ve gemi figürleri işlenmiş demir kapılar; sakallı âlimiyle merkez çeşme ve içlerinde en iyisi olan yaratık
şeklindeki heykelcikler; mezuniyet kepli, yarasa kanatlı grotesk figürler ve kitap okurken uyuyakalan taş ejderhalar. Jesper, bu yeri her kim inşa etmişse, bütün öğrencilerin sessiz düşünmekten hoşlanmayabileceğini bilen biri olduğuna inanırdı.