"Zaman!" demişti ya, ihtiyar. Haklıydı. Zaman…
Neye benzediğini, bu yollarda öğrenmiştim.
Bir türlü anlam veremediğim rötarlar, bitmek bilmeyen yol, mola verilen her istasyonda geçirilen zamanlar. Ağır ilerleyen saatlere edilen küfürler…
Ya dönüşlerim?
Her seferinde geç kalsam da, tam zamanında çalan düdük, göz açıp kapayıncaya kadar biten yol ve birbiri ardına hızla geçilen istasyonlar.
Ve diğeri de haklıydı…
"Aşka geç kalmak!" demişti.
Yıllarca, mezarlıktaki bir avuç toprağa, her yılın aynı günü sevdamı anlatmak gibi…
Sinan YAĞMUR