Bana kitaplar vermişti ilk sene, okuyup aydınlanayım diye. Almış, okumuş, sevmiştim. Daha doğrusu sevmek denemez, bir başka bilgiyle tanışmıştım. Tanışmasam eksik kalırdım.
Konuşmaktan pek hoşlanmayan insanlar gibi. "Nasılsın?" diye sorarsınız, "İyiyim," diye cevap verirler. Oysa iyi filan değildirler. Yalnızca uygun kelimenin o olduğunu sanırlar. Hayat bir yanılsama olarak geçer dudaklarından. Ve insanın söylediği her şey, ne denli geveze olursa olsun, aslında bu kadar kadarcıktır.
"Orada öylece durup artık tek bir özellik bile ekleyemeyeceğimiz yoksul benliğimize bakarız. Bir parça akıl, ne bileyim derinlik, aşk, duygu, yetenek ısmarlayacağımız bedeli çoktan ödenmiş varlığımız bizi bekler, bizi kuşatır, bizi bırakmaz."
"İnsanın yaradılışında doğuştan getirdiği bir eksiklik var. İnsan bunun farkında ve bir ömür bunu telafi etmeye çalışıyor. Yorgunluğumuz, bezginliğimiz bundan.Kırgınlığımız, küskünlüğümüz bundan.İşin tuhafı umutlarımız da buradan doğuyor. "