Novalis'in şiir gibi bezediği, felsefeyle işlediği, roman kalıpları içerisine aldığı harika bir metinle karşı karşıya kaldım kitabı okurken.
Kitap salt teoriler ve ispatlarına dayanan bir felsefe kitabı değildi, lirikti fakat dili dizeleri birbirine eklemediği için salt şiir denilemezdi. O yüzden bambaşka bir roman okumak isteyenlere tavsiye ederim.
yazar; insan ve doğa ilişkileri üzerine saptamalar yapıyor. Kimini teori düzeyinde bırakıyor kimini de uzun uzun ispata çabalıyor. Ancak hiç bir şeyin sonunu getiremeden başka şeylere doğru akıyor. Doğanın tek ve doğurgan/yaratıcı güç olamayacağını kabul eden olaylar aktarıyor. Ve her şeyin bir yaratıcı kudret tarafından inşa edildiğini kabul etmek zorunda olduğuna getirip dayıyor, insanın, ağaçların, çiçekleri, hayvanların, taşların ve bütün şeylerin varlığını. Tasavvuf ya da budist öğretilerdeki ayrıntıların yer aldığı metin, felsefenin soruların soruları şeklindeki sarmalının arasında bir sonuca ulaşmadan kayboluyor.
Harika bir okuma keyfi verdiğini söyleyebilirim. Elbette yavaş akan ve derdi olan metinlere seven okurlara.