Kitapta orta yaşa gelmiş ve artık yaşlılık günlerini düşünerek genç bir Vietnam kadınıyla yaşamayı tasarlayan Thomas Fowler ile ABD istihbaratında görevli olarak Vietnam'a gelen genç Pyle'ın yollarının kesişmesi anlatılıyor.
Arka planında Vietnam Savaşı'nın acı yüzü General Thé, Fransızca ve pirinç tarlaları üzerinden anlatılırken, kitap aslında iki erkek arasında kalan genç bir kadın olan Phoung'un hikayesi biraz da.
Ablasının da etkisiyle tek amacı iyi bir evlilik yaparak İngiltere ya da Amerika'ya gitmek olan ve film izlemeyi seven genç kadın, iki erkeğin yatağında gidip gelirken; tarihin ilk çağından beri kadını elde etmek için erkeklerin yapacakları şeylerin boyutunun öldürmeye kadar varabileceğini de gözler önüne seriyor.
Kitapta daha önce kadınlarla hiç ciddi ilişki kurmamış olan bakir Pyle, çapkın Fowler'ın hayatını kurtarıyor. Fowler kendi hayatını ona borçlu hissederken aynı zamanda kadını kaybettiğinin de farkındadır. Çünkü evlidir ve karısı Helen, Katolik olması nedeniyle kendisini boşamamaktadır.
Fowler bacağından yaralı olarak hastanede yatarken kapı ağzında Pyle ile Phoung öpüşüyorlardır. Bu öpüşme, kadını elinden alınan bir erkeğin intikam duygularının harekete geçmesine neden olacaktır.