'Çayın rengi ne kadar güzel,
Sabah sabah,
Açık havada!
Hava ne kadar güzel!
Oğlan çocuk ne kadar güzel!
Çay ne kadar güzel!'
Üstteki satırları ben yazsam, şiir diye bir dergiye göndersem ya da burada paylaşsam, kaç kişi beğenir Allah aşkına? Oysa ki, bu şiir Orhan Veli’nin…
İşte tam da bu yüzden Orhan Veli hakkında bir hüküm veremeyenlerdenim. Türk şiirine getirdiği yenilik bazı durumlarda iyi olmuş falan da üstteki gibi onlarca satırda pek de hoş olmamış. Halbuki, her ne kadar bu derlemede yer almasa da şairliğinin ilk yıllarında 'Son Türkü' gibi şahane şiirlere imza atmış bir şairmiş. Son Türkü neydi? Halk şiiri örneğine yakın, heceli, kafiyeli bir şiirdi.
Durdu beni ölüme götüren kervan.
Eski bir şarkı söyleniyor rüzgârda.
Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda
Benim ilahilerim hala okunan.
Sular çekilmeye başladı köklerde
Isınmaz mı acaba ellerimde kan?
Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan
Bir türkü daha söyleyeyim bu yerde!
Evet, Garip akımına bağlı iyi şiirler de var. Ama yine de Orhan Veli’nin olduğunu bilmesek pek yüzüne bakmayacaklarımız da var.