Genellikle inançsız insanların arayış ve inanış hikayeleriyle karşılaşırız, ama Müstecaplıoğlu bu kitabında inanan insanların, çevrelerindeki inançlı insanlarda gördükleri olumsuz davranışlar ve sorgusuzca bir makinaya dişli olmalarına dayanamayıp arayışa girmeleri ve tanrı kavramını sorgulamalarına dair bir kurmacayla karşımızdaydı. Bir nevi anti-hidayet romanıydı kendisi. Sorgulamalar biraz daha ele avuca gelir olsaydı, üstün körü yapılmasaydı eşsiz bir kitap olabilirdi.