Salamina Askerleri

Javier Cercas

Salamina Askerleri Posts

You can find Salamina Askerleri books, Salamina Askerleri quotes and quotes, Salamina Askerleri authors, Salamina Askerleri reviews and reviews on 1000Kitap.
Doğrusu daima böyledir: Bir yazara kitabının ne anlattığını sormak neredeyse her zaman yararsız üstelik gülünç bir iştir; tıpkı bir fıkracıyı anlattığı fıkra üstüne düşünmeye davet etmek gibi. Bir fıkra ya komiktir ya değildir, ya anlaşılır ya da anlaşılmaz; kitap için de aynısı söz konusudur. Demek istediğim, yazar kitabında ne anlatmak istediğini zaten elinden geldiğince metin yoluyla gösterir. Geri kalanı okurun işidir; metne kendi nihai anlamını, her halükârda yeni ve farklı anlamı vererek metni tamamlayan okurdur; o yüzden eserin ne kadar okuru varsa o kadar çok sayıda yorumu olacak, bir anlamda her biri kendi eserini yaratacaktır.
2015 Baskısına SonsözKitabı okudu
…sorunun yanıtını beklemeyecekti çünkü tek yanıt aslında bir yanıtın var olmadığıydı, tek yanıt bir nevi gizem ya da sırrına erişilemez bir neşeydi, zalimlik sınırlarında gezen, akla mantığa aykırı ama aynı zamanda içgüdüsel olan bir şeydi, kanın damarlara, gezegenin sabit yörüngesine ve tüm varlıkların inatçı varoluş koşullarına tutunduğu kör inatçılıkla onda yaşayan bir şey, nehrin suyunun taştan kaçıp sızması gibi kelimelere sığmayacak bir şey; çünkü kelimeler sadece kendilerini anlatmak için icat edilmişti, anlatılabilir olanı dile getirmek için, yani bize hükmeden, hayat veren, bizi ilgilendiren, bizi biz yapan şeyler haricindekileri söylemek için icat edilmişti kelimeler…
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
“Bakın ne diyeceğim, barışta kahramanlar yoktur, belki daima yarı çıplak gezen ufak tefek yerli bir kahraman olabilir. Ama o bile bir kahraman değildi veya sadece öldürüldüğünde kahraman olmuştu. Kahramanlar sadece öldürdüklerinde ya da öldüklerinde kahraman olur. Yaşayan kahraman diye bir şey olmaz, genç adam. Hepsi ölmüştür. Ölmüştür, ölmüştür ve ölmüştür. İşte o kadar."
“Olabilir ama bütün savaşlar romanlardakine benzeyen hikâyelerle doludur, değil mi?" "Sadece onu yaşamayanlar açısından," dedi. Bir duman öbeği üfürdü ve herhalde bir tütün parçası olan şeyi tükürdü. "Sadece onu anlatanlar açısından. Savaşmak için değil, savaşı anlatmak için savaşa gidenler açısından. Paris'e giren o Amerikalı romancının adı neydi?" "Hemingway." “Hah, Hemingway! Tam bir soytarı!"
Sayfa 192Kitabı okudu
Bunun üzerine Sánchez Mazas ile José Antonio'yu anımsadım ve belki de yanılmadıklarını düşündüm, belki de son dakikada uygarlığı kurtaranlar hep bir avuç askerden ibaretti. "Sánchez Mazas ile José Antonio'nun düşünemediği şeyse, bu en son noktadaki bir avuç askerin ne onlar ne de onlar gibi birileri değil; dört Faslı, bir siyah ve orada şans eseri ya da kör talih nedeniyle bulunan tornacı bir Katalandan oluşacağıydı. Birisi Miralles'e bizleri, yani hepimizi, en karanlık zamanlardan çekip çıkaracak olanın kendisi olacağını söyleseydi gülmekten kırılırdı. Muhtemelen tam da bundan ötürü -o an, uygarlığın kendisine bağlı olduğunu aklının ucundan geçmediğinden- hem uygarlığı hem de bizi kurtarmıştı.
Bir müddet sessizce çocukları seyre daldık. Söyleyecek bir şey bulamadımsa da salakça filozofluk tasladım: “Sanki hep mutlular." "İyi bakmadınız,” diye düzeltti beni Miralles. "Asla öyle görünmezler ama hep mutludurlar. Bizim gibi tıpkı. Sorun şu ki, ne onlar ne de biz bunun farkındayız." "Ne demek istiyorsunuz?" Miralles ilk kez gülümsedi. "Yaşıyoruz ya işte!"
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
328 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.