Salgın Hastalıklardan Ölümler (1914-1918)

Hikmet Özdemir

En Eski Salgın Hastalıklardan Ölümler (1914-1918) Gönderileri

En Eski Salgın Hastalıklardan Ölümler (1914-1918) kitaplarını, en eski Salgın Hastalıklardan Ölümler (1914-1918) sözleri ve alıntılarını, en eski Salgın Hastalıklardan Ölümler (1914-1918) yazarlarını, en eski Salgın Hastalıklardan Ölümler (1914-1918) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çiçek hastalığının da çin'de başlaması
Çiçek, insanlara vermiş olduğu dehşetten dolayı ilk tanınan hastalıklardan biridir. M.Ö. 1122 yılında Çin’de kayıtlara geçmiştir.
Hastalıktan korunmak "küfür" müdür?
Osmanlı hekimleri vebanın bulaşıcı olduğunu vurgulamakta, fakat ulema böyle söyleyenlere “sapık” demektedir. Ulemanın görüşü, hastalığın bulaşıcı olamayacağı yönündedir; böyle hastalıklar, Tanrı’nın günahkâr kullarını terbiye için gönderdiği âfetlerdir, şeklindedir. O halde hastalıktan korunmak “küfür” sayılmalıdır. Hanefî Müftü’ye göre, karantina şeriat açısından yalnız caiz değil, üstelik vâciptir; Malikî Müderris ise, “Karantina, Tanrı’nın kaza ve kader’inden kaçmaya çalışmak” demek olduğundan dine aykırıdır görüşündedir.
Reklam
İstanbul'da veba izlenimi
Saint Benoit Lisesi’nin ilk yöneticisi Louis-Florent Leleu, İstanbul’a adım attığı 1834 yılındaki gözlemlerini şöyle aktarmaktadır: "Şu ara başımıza istilâ olan veba bizi çok rahatsız ediyor. Sokaklarda insanların birbirlerinden kaçtığını, uzaklaştığını bir düşünün. Paris’te insanlar sadece arabaların tekerleklerinden sakınırlar; İstanbul’daysa en iyi arkadaşlarından çekiniyorlar. Bu hastalığı taşıyan bir kıyafetle olabilecek en ufak temas bile onu edinmeye yetiyor. Her dışarı çıkışınızda koku sürünmek, hatta tütsülenmek zorundasınız. Her evin girişinde dört tarafı kapalı bir tür nöbetçi kulübesi var ve orada bir ocak kurulu. Burada yakılan reçineli odundan odaya dolan duman taşınabilecek miyazmaları öldürüyor. Tahmin edersiniz ki orada insan dumana boğuluyor ve oradan duman içinde, kapkara çıkıyor. Ama sonuçta insan ölmemek için nelere katlanmaz! Beter bir felâket şu veba! Ve sanki İstanbul’da ilânihaye sürecek bir belâ!”
Hac'dan dönenlerin kolerayı İstanbul’a taşıması
Hz. Muhammed, “Bir yerde taun, yani salgın hastalık çıktığını işitirseniz oraya girmeyiniz, bir yerde taun çıkar ve siz de orada bulunursanız, oradan dışarı çıkmayınız. " demiştir. . . 1893 yılında Hac’dan dönenler, kolerayı İstanbul’a taşımışlardır.
1893 kolera salgınında Pastör’ün tavsiyesiyle Dr. Chantmese, İstanbul’a getirilmiş ve onun gayretiyle Tıbbiye Mektebi’nde bir bakteriyoloji laboratuvarı kurulmuştur.
Aşı yaptırana ekmek
İstanbul’da kolera aşılarının kontrolü amacıyla, 1916 Temmuz ayında İstanbul halkına aşılanma mecburiyeti konulmuş ve bazı kontrol sistemleri geliştirilmiştir. Örnek olarak, ekmek belirli bir günde ve yalnızca kolera aşısı belgesi olanlara verilmiştir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.