Samuel Beckett Tiyatrosu

Ayşegül Yüksel

En Yeni Samuel Beckett Tiyatrosu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Samuel Beckett Tiyatrosu sözleri ve alıntılarını, en yeni Samuel Beckett Tiyatrosu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Uyumsuz' bir yaklaşımı yansıtan ilk toplu sanat eylemi, Tristan Tzara'nın 1917'de başlattığı 'dada' hareketi oldu. Yazarın bilinçaltı eyleminin yansıtılması olarak tanımlanan dadacılık, düşüncelerin mantık sırasına bakılmadan art arda dile gelmesiyle oluşan bir anlatım biçimini savunuyordu. 'Dada' akımını 'gerçeküstücü' akım izledi.
"Tiyatro benim için şu nedenle değerlidir: Kendi kuralları içinde işleyen küçük bir dünya oluşturur; tıpkı bir satranç tahtası üstünde olduğu gibi 'oyun' kurarsınız", demişti. Tiyatro yoluyla 'gerçek' rahatça dışlanabiliyordu; çünkü tiyatro her şeyin 'düş', her şeyin 'oyun' olduğu bir dünya yaratabiliyordu.
Reklam
Huzur evindeki yaşamı boyunca başucu kitabı Dante'nin İlahi Komedya'sıydı. Okul yıllarından kalma, üzeri açıklamalarla dolu metin ve bir İtalyanca sözlük yanı başında duruyor, Beckett Dante'yi orijinal İtalyanca'sından okuyordu. Yine Araf'ta mı takılıp kalmıştı, yoksa Dante gibi 'Cehennem'den geçtikten sonra 'Cennet'e ulaşıp, insan varoluşunun anlamsızlığının yaşamı boyunca yakasını bırakmayan tedirginliğinden mi kurtulmuştu? Kimse bilemeyecek...
Beckett, 1937-50 yılları arasında hemen her yıl Dublin'e giderek, sinirleri ve beyni eriten bir hastalığa yakalanmış olan annesinin başında oturup onun yavaş yavaş ölmesini izledi.(Bilinci ayakta tutma yolunda son çabalarını harcayan, ölmeye yatmış yaşlı insanları anlattığı onca roman ve oyunda, babasının ve annesinin yatağı başında geçirdiği saatlerin ve günlerin büyük etkisi vardır kuşkusuz).
Godot'yu Beklerken
Didi ve Gogo'nun varoluşu 'Godot'yu beklemek' ile eşdeğerdir. 'Beklemek' insan yaşamındaki en temel 'eylem' olduğu için, Beckett'in oyunu her kesimden ve her kültürden seyircisiyle buluşabilmiştir. Godot adı İngilizce okursanız 'Tanrı'yı çağrıştırıyor. Eğer öyleyse, Şarlo gibi bir sahne figürü, şakacı bir tanrı bu. Bizimle kafa bulan.
Beckett tiyatrosu 'yasallaşmış' trajedi türünden alabildiğine uzaktır. Büyük trajedilerden geriye yalnızca, 'eylem'in anlamsızlığının bilincine varış, sonsuz bir acı çekme süreci ve ölümün kaçınılmaz oluşunun farkındalığı kalmıştır. Bizim sahnede izlediğimiz de kurban/kahramanların 'dünya sahnesi'nden çekilmezden önce oynadıklarıdır. Yaşamı terk etmekle ölümle buluşmak arasındaki dar geçitte oyalanan, eylemsiz oyuncuların sunduğu acınası/gülünesi gösteri...
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.