Sana Din’den Sorarlar - Cilt 1

Ebubekir Sifil

By Number of Pages Sana Din’den Sorarlar - Cilt 1 Quotes

You can find By Number Of Pages Sana Din’den Sorarlar - Cilt 1 quotes, by number of pages Sana Din’den Sorarlar - Cilt 1 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Geçmişi sağlıklı okumanın yolu, hiç şüphesiz geçmişi kendi şartları içinde anlamaya çalışmaktan geçer. Selef'im Kur'an'a, Sünnet'e ibadete, hayata, ölüme... bakışı ile bizimki arasında bir "uyumsuzluk" varsa, yapmamız gereken, geçmişi bugünün parametreleriyle ölçmeye kalkmak değil, yapabiliyorsak bizi geçmişin dünyasına götürecek zihni bir yolculuğa çıkmaktır..
Sayfa 31
U Y U M S U Z L U K L A R
“…Selef’in Kur’an’a,Sünnete,İbadete,Hayata,Ölüme…Bakışı İle Bizimki Arasında Bir ‘Uyumsuzluk’ Varsa,Yapmamız Gereken,Geçmişi Bugünün Parametreleriyle Ölçmeye Kalkmak Değil,Yapabiliyorsak Bizi Geçmişin Dünyasına Götürecek Zihni Bir Yolculuğa Çıkmaktır…”
Sayfa 34 - Rıhle Kitap
Reklam
Sünnet vahye dayanır
Bir diğer husus: Sünnet’i bir kurum ve kaynak olarak kabul eden herkes, Efen­ dimiz (s.a.v.)'in, Kur'an'da yer almayan hükümler getirdiğini bilir ve kabul eder. Çün­ kü bilir ve kabul eder ki, bu çerçevedeki Sünnet de vahye dayanır. Buna itirazı olanlar, Efendimiz (s.a.v.)'in, Kur'an'da yer almadığı halde -mesela- Cuma günü öğle namazını iptal ederek yerine "Cuma namazı" diye bir namaz ihdas ettiğini, onu da ezanı cami içinde okunan (dış ezan uygulaması Hz. Osman (r.a.) zamanında getirilmiştir) ve hutbe eşliğinde eda edilen bir namaz olarak belirlediği­ ni, en önemlisi de bütün bunları Kur'an'dan almadığı bir yetkiyle ve vahyin onayını almaksızın yaptığını söylemek zorundadır!
Eğer Kur'an ayetlerini, istediğimizi söyleteceğimiz, arzu ettiğimiz anlamı yükleyebileceğimiz bir "metin"e indirgersek, ortaya Kur'an ayetlerinde hareketle oluşturulmuş bir din ortaya çıkar. Ama bu, İslâm olarak isimlendirilemez
Sayfa 51
Bunu niçin yapmıyorlar ?
Sünnet Olmadan... "Eğer Kur’ân ayetlerini, istediğimizi söyleteceğimiz, arzu ettiğimiz anlamı yükleyebileceğimiz bir “metin”e indirgersek, ortaya Kur’an ayetlerinden hareketle oluşturulmuş bir din çıkar. Ama bu, İslâm olarak isimlendirilemez. “Kur’aniyyun”, ya da onun ülkemizdeki versiyonu olan “Mealcilik” akımının mensuplarının, namaz, oruç, zekât, hac… gibi temel ibadetleri bildiğimiz anlamda yerine getirmesi mümkün değildir. Çünkü bu temel ibadetlerin bildiğimiz form ve muhtevası Sünnet tarafından belirlenmiştir. Sünnet’i yok sayan Müslümanlık anlayışı eğer dürüst ve kendi içinde tutarlı olduğu iddiasındaysa, namaz, oruç, zekât ve hac gibi temel ibadetleri yeni baştan tanımlamalıdır. Bu durumda namaz, oruç, zekât ve hac adına ortaya, bu Ümmet’in 1400 küsur yıldır bilip uyguladığından çok farklı şeylerin çıkması kaçınılmazdır. Bunu niçin yapmıyorlar? Bir diğer husus: Sünnet’i bir kurum ve kaynak olarak kabul eden herkes, Efendimiz (s.a.v.)’in, Kur’ân’da yer almayan hükümler getirdiğini bilir ve kabul eder. Çünkü bilir ve kabul eder ki, bu çerçevedeki Sünnet de vahye dayanır.
Dolayısıyla son zamanlarda açıkça ifade edilmese bile, zımnen genel kabul görmüş bir kaide gibi algılanan șu cümle asla doğru değildir: "Herhangi bir şey Kur'an'da açıkça zikredilmişse kabul ve gereğince amel edilir, yoksa reddedilir."
Sayfa 57
Reklam
Hz. İsa(a.s)'ın akıbetiyle ilgili ayetlerin delaletinde ihtilaf bulunduğu bir an için farz edilse bile, Kur'an'ın mübeyyini ve en yetkili müfessiri olan Sünnet, meseleyi kesin biçimde açıklığa kavuşturmaktadır. Hz. İsa(a.s)'ın akıbeti ile ilgili bütün hadisler O'nun göğe kaldırıldığını ve kıyamete yakın yeryüzüne tekrar ineceğini -farklı bağlamlarda- anlatmaktadır ki, manevi mütevatir seviyesindedirler.
Sayfa 60 - Rıhle
"Sadece Kur'an" diyenler, bizi aslında "sadece kendi Kuran anlayışlarına" çağırıyor.Edille-i Şer'iyye'nin diğer unsurlarının yanlış/yanıltıcı,bu efendilerin aklının doğru/doğrultucu olduğunu kabul eden bir yaklaşıma Kur'an adına da, akıl adına da "Allah selamet versin" deyip geçmek gerekir...
68 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.