Şimdi, farz edin ki Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şu an içimizde dolaşıyor ve 21. yüzyılın Müslümanları olan bizlerle beraber yaşıyor...
Derken bir ara sizin yanınıza geliyor ve kulağınıza eğilerek:
"Ey falan! Şu ameli yap" diyor.
Acaba bu durumda bizden birisinin onun emrini yapmaması mümkün olur mu?
Veya buna kim cesaret edebilir?
Şimdi asıl soru geliyor:
•Acaba Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sana bizzat emir buyurmasıyla, bir elçi göndererek emrini iletmesi arasında ne fark vardır?
•Ya da Peygamberimiz'in sana bizzat kendisinin söz söylemesiyle, bir yazı göndermesi arasında ne gibi bir fark
vardır?
İkisi de sonuç itibariyle aynı değil mi?
İşte kardeşlerim, hadisleri okurken "Bu sözü Efendim bana söyledi" bakış açısıyla okursak, o zaman hadisler bizim için bir anlam kazanır ve bizi sahabe gibi olma yolunda belirli bir kıvama getirir. Ne mutlu Rasûlullah'ı gözleriyle görüyormuş gibi okuyabilenlere!
İbrahim Gadban'dan bir kıssa)
Dün, yorucu bir koşuşturmacanın ardından dinlenmek ve birkaç bardak çay içerek rahatlamak için bir çay ocağına oturdum. Orada, benim kendilerini tanımadığım, onların da beni tanımadığı birkaç muvahhid genç de oturuyordu. Konuşmalarından Tevhid‘i bildikleri rahatlıkla anlaşılıyordu. Allah selamet versin, çok da
İffetli bir hanım, hem giyimi hem hareketleri hem de dış dünyaya verdiği mesajla eşinden başka tüm insanlara kapalı olduğunu net bir biçimde ortaya koyabilen kadındır.
Bazen yaptığımız şer-î ameller ve ortaya koyduğumuz ibadetler bize ağır bir yük gibi geliyor. Altında eziliyoruz, zorlanıyoruz, neredeyse yapamayacak hâle geliyoruz.
Acaba bu nedendir?
Biliyorum, belki vereceğiniz birçok cevap var. El-hak doğrudur da... Yani bu soruya onlarca farklı cevap verebilir siniz. Ama bize sorarsanız, gelin, bu sorunun