Küresel kapitalizme ve onu eklemleyen emperyalizme karşı muhalefet dünyanın her yerinde kitlelerin büyük protesto hareketlerine yol açar ve yeni direniş biçimlerinin oluşturulmasını sağlarken (en son örneği İstanbul NATO toplantısı sırasında görüldü), Türkiye’de kültürel ortam, hâlâ depolitize bir konumda tutulmaya, edebiyat-sanat ile siyaset arasındaki o tarihsel ve yaşamsal bağ koparılmaya çalışılıyor. Ben, bu bağın vurgulanmasını, güçlendirilmesini Türkiye’de hızla yaygınlaşan ve içselleşen kültürel emperyalizm olgusuna kayıtsız kalınmamasını, bu konuda uyarıcı ve eleştirel olunmasını istiyorum. Aşkın bir edebiyat ve sanat anlayışının, son kertede egemen sınıfların tahakkümü altında yaşayan kitlelerin mücadele gücünü ve isteğini engellemeye ve baskılamaya yönelik siyasal bir tavır olduğunu söylüyorum. ...