İlkçağ mağara resimleri ve objelerinden başlayıp, kapitalizm çağında sanatın işlevi ve durumuna kadar sosyalist bir perspektifle sanatın işlevi üzerine bir kitap.
Kitapta değişen toplum ve o toplumdaki sanatın karşılıklı etkileşimi, değişimi ve Evrimi üzerinde durulmuş. “SANAT, TOPLUMSALLAŞMIŞ YAŞAM BİÇİMİDİR ! ”
Kitapta özellikle Kapitalizmin sanata bakış açısı üzerinde önemle durulmuş. Kapitalizmin sanata uzun bir süre para getirmiyorsa, hesaplı değilse, sanat bir meta haline gelemiyorsa, sanatın bir anlamının olmadığı vurgulanıyor. Ama diğer yandan, kapitalizmin kendi içinde sanatın özüne dönüş İçin bir iç çatışma olduğu ve bunun kapitalist sistem boyunca süreceği anlatılıyor. Bu gerçek sanat ve meta olarak sanat anlayışının kapitalist sistemdeki çatışması. Bu sırada kapitalist sitemdeki sanat akımları üzerinde önemle durulmuş, detaylıca anlatılmış. ( Sanat için sanat anlayışı, İzlenimcilik, Doğalcılık, Gizemcilik, Nihilizm, Yabancılaşma… vs.)
Kitapta özellikle Sanatın kapitalist sistemde toplumdan kaçtığını, sadece zengin, burjuva küçük bir kesimin emrinde olduğu, tam da bu nedenle halka ulaşamadığı ve halkın gelişmesine engel olduğu vurgulanıyor. Ancak insancıl bir toplumda yaratıcılık kaynaklarının çok sayıda insanda kendini göstereceği, sanatçılığın bir ayrıcalık değil, Özgür bir insanın doğal bir niteliği olacağı, toplumsal deha’ya kavuşacağımızı vurguluyor.