Sanatın Mitolojisi

İsmail Gezgin

Quotes

See All
Ölümlü olan insan, ölümsüz bir dünyaya doğabilmek için ölüme katlanıyordu. Modası geçmeyen bu düşünce biçimi, etkisini giderek artırmış ve semavi dinlerde doruk noktasına ulaşmıştır.
Kıtlık ve kuraklık en fazla göçebeleri vurur. Çünkü onların artı ürünleri, depolarda kötü günler için saklanmış samanları yoktur.
Sayfa 192
Reklam
"İnsan zannedilenin ötesinde dünyanın en güçlü canlısı değildir. Hatta tam tersi evrimsel biyolojik yapının içindeki en zayıf halkalardan birisidir. Çünkü yaşam koşullarına göre, dönüşebilecek, adapte olabilecek bir beden yapısına sahip değildir. Bu nedenle de canlıların içinde sürekli bir arayış içinde olan tek varlık insandır.'
"Toplumun cinsel karmaşa yaşaması tehlikelidir; kaos yaratır. Birlikte yaşamak düzenli ve belirli kurallar içinde seks yapılmasını gerektirir. Bunun dışına çıkıldığında kurulmak istenen kültürel, sosyal hayat çatırdamaya başlar. İşte o zaman tanrılar devreye girerler. Evlilik ve aile gibi sosyal kurumlar cinselliğin düzenlenmesinin enstrümanlarıdır."
Sayfa 86
"Estetik kaygılar ve bireysel ihtiyaçlar için değil, toplumsal ve karanlık korkuları bastırmak için sanatı yarattı insan."
Su
Su vermek can vermektir; ancak suyun ölçüsüzce verilmesi çürümeye neden olur. Dünyanın üçte ikisinin suyla dolu olmasının en önemli nedeni budur. Başka gezegenlerde yaşam arayan uzayötesi araştırmaları ve araştırmacıların bilmek istedikleri ilk şey suyun olup olmadığıdır. Çünkü bu o kadar kabul edilmiş bir bilgidir ki, suyun olduğu yerde yaşam da vardır.
Sayfa 189
Reklam
"Mitoslar, anlamsız, boş zamanlarda anlatılmak için uydurulmuş fantastik masallar değildir. Mitoslar, insanlığın bugüne gelişinin öyküsünü verebilecek kültürel zenginlikler içeren, hatta hayatımızı şekillendiren, sınırlamalar getiren, kültür dediğimiz şeyin DNA'sıdır... Mitler toplumsal bilinçdışının ürünleri olarak onbinlerce yılın toplumsal deneyim, duygu, korku ve kabullenişlerini ifade eder. Bu nedenle, mitoslar başlangıçta olup bitmiş olayları anlatıyormuş gibi görünen ve daha sonra gelen toplumlar tarafından kelimesi kelimesine değişmeden aktarılmış özlü sözler değildir. Aksine mitler, içinde yaşadığı her topluluk ve kültürden bir şeyler taşıyan, yaşadıkça değişen ve gelişen bir organizma gibidir; tek yönlü değillerdir; herhangi bir yöntem ve analizle tam olarak anlaşılabilecekleri iddiasından uzaktırlar. Kültürleri ve toplumları etkilemelerinin yanı sıra, içinde yaşadıkları kültür ve toplumlardan etkilenirler, onlardan izler taşırlar. Mitler, ışığı hangi taraftan gönderirseniz gönderin mutlaka farklı bir açıyla kırarak çıkaran bir kristal gibidir; ifade ettiği tek gerçek yoktur; kendilerine bakan her göze farklı bir ayna sunarlar..."
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.