Kadim bir okur sözünün dediği gibi.....
Denizden babam çıksa yerim, Coben peçeteye karalasa okurum...:))
Nitekim kurgu ve olay örgüsü ile beni yine yanıltmadı. Bir solukta son sayfaya geldiğimi anlamadım bile.
Kahramanımız Mickey, çocuk denecek yaşta babasını trafik kazasında kaybediyor. Bu kaybın ruhunda derin yaralar açması yetmezmiş gibi, hayatta değer verdiği diğer bir insan olan kız arkadaşı Ashley'in aniden ortan kaybolması cabası. Habersiz ve nedensiz bir şekilde sırra kadem basan Ashley’in akibetini araştımak üzere girdiği yolda kendisine 3 arkadaşı yardımcı olmaya çalışıyor. Arkadaşı Rachel vuruluyor ve annesi öldürülüyor
Hikayede burada dallanıp budaklanmaya, olaylar arasındaki örgü/nedencilik ilişkisi gizemli hal almaya başlıyor ve kitap elinize tutkalla yapıştırılmış bir hale geliyor.
Bildiğini düşündüğün her şeyin yanlış, tanıdığın kişilerin aslında başka insanlar olduğunu öğrendiğinde tam bir hayal kırıklığı yaşanması gayet olası.
Baba olarak bildiğin insanın dahi, hayattaki ayrı bir yalan kümesinin baş kahramanı olduğunu anlamak... İşte bu hayal kırıklığından da öte. Bilmemenin dayanılmaz hafifliğini yaşamak yerine gerçeği öğrenmek uğruna ölümün kıyısına kadar yaklaşmanın dayanılmaz ağırlığı.
Son sayfada gerisini inek mi yedi??? Dedirten seri ortası bu kitabı tavsiye etmekle birlikte, bu serinin ilki “SIĞINAK” ın önceden okunması gerektiğini belirtmekte fayda var.
Dip not: Serinin son kitabı “FAUND” bildiğim kadarıyla henüz türkçeye çevrilmedi
Okunur mu?
Okumada yanında yat tadında okunur.