Saray Mollaları

Mustafa Çelik

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kur’an’sız toplum,Fitne ve fesat toplumudur.
Şeytan’dan daha zararlı olan saray imamları..
Şurası bir hakikattir ki; tarihin her devresinde Firavunlar, Sultanlar, Krallar parlamentolar, parlamen- terler iktidarları, saltanatları tehlikeye girdiğinde baş vurdukları seçkin ve çirkin çarelerinin başında, Allah'ın davasına karşı Allah'ın adını kullanarak savaşan mollaları bulup ceplerini çil çil altınlarla doldurup faaliyete geçirmeleri gelir. İslam topraklarında ilme ve Alimlere karşı nefret psikolojisinin sebeblerinden birisi de, dünya menfaatı karşılığında Allah'ın davasına karşı Allah'ın adını kullanarak savaşan saray mollaları'nın gerçek İslam alimleri zannedilmesidir. Yani İslam topraklarında Tağuti güçler, "Saray mollaları"nı ortaya çıkarmakla ve faaliyete geçirmekle; hem müslümanları ilim'den ve âlimler'den soğutup köksüz hale getirmişler ve hem de Saray mollaları'nın uyduruk fetvalarıyla kendi iktidar ve saltanatlarını sağlamlaştırmışlardır.
Reklam
İslam coğrafyasında idareciler Kur'an'la hükmetmeyi terkettiklerinden bu yana her gün, her gece insanoğlu düşüyor turaba. Kur'an'sız devlet, denk olamaz bir sökük çoraba. Bilelim ki Kur’ansız idareciler memleketi etti haraba!...
Zannederler ki, İslamîyet selamettedir. Onun için âlimler mışıl mışıl uyuyorlar. Uzun zamandan beri uykuda olan âlimler, İslam'a muhalif olan kanunların tek birisine dahi hücum etmediler. Şeriat'a muhalif olan bir tek emri durdurmadılar. Toplanıp da İslam'ı geri getirmeğe çalışmadılar. Hakimler zulüm işliyor, fesadlık çoğalıyor. Allah'ın emrettiği hudutlar aşılıyor, âlimler hâlâ uykudadır. Sanki İslam onları vazifeye davet etmiyormuş; sanki emri bil maruf ve nehyi anilmünker farz değilmiş; sanki hakimlere nasihat yapılmazmış gibi...
Sistemin ihtisar’ı
İlimleriyle amel etmeyen; ilimlerini tağuti düzenlerin bekası için malzeme yapan âlimler; Allah'ı bırakıp kendi heva ve heveslerini ilâhlaştıran birer şeytan mukallitleridir. Tabii ki, şeytanın mukallidi olan âlimler, İslam ümmeti için şeytan'dan daha tehlikelidirler. Şeytan bir kişi saptırırsa, şeytanı taklid eden âlim, bir âlemi saptırır. Şeytanın rehberliğinde hevasına tabi olan âlimlerin ortak vasıfları; Allah'ın şeriatını hiçe saymak ve dünyevi menfaat karşılığında müşriki sistemlerin bekçiliğini yapmaktır.
İşte (Tevrat'ı yüklenip de onunla amel etmeyen) Yahudilerin durumu, eşeğin durumu gibidir. "O halde Kur'an'a inanan, onu okuyan ve anlayan âlimler, kitap yüklü eşek olmak istemiyorlarsa derhal Kur'an'ın hükümleriyle amel etsinler.
Reklam
Kalem doğru yazdıkça fayda verir aleme..
Saray mollalarının ençok boy gösterdikleri an, Tağuti iktidarların sarsıntı ve sallantı geçirdikleri andır. İşte içerisinde bulundğumuz bu zaman diliminde de genelde dünyada, özelde ise İslam coğrafyasında Tağuti iktidarlar büyük bir sarsıntı ve sallantı geçirmektedirler. Firaset sahibi müslümanların müşahede ettikleri gibi, ümmet nezdinde ilmiyle, vaaziyle, hutbesiyle, kalem ve sohbetiyle şu meşhur olan birtakım mollalar, şeyhler, seydalar, hocalar, proflar adeta geçmişlerini inkâr edercesine Tağuti iktidarlara yaklaşıyorlar, halkı tağuti düzenlere itaat etmeye çağırıyorlar ve Allah'ın arzında Allah'ın dinini hakim kılmaya çalışan cihad ehli mücahidleri "bozguncu", "fitneci", "radikal", "fundementalist" vs. isimlerle karalamaya çalışmaktadırlar. İlmine ihanet etmiş bu alim (!) lerin Kur'an-ı Kerim'de, Resulullah'ın hadislerinde ve Ümmetin örfündeki isimleri "Dilini Sarkıtıp Soluyan Köpek", "Kitap Yüklü Eşek", "Dilsiz şeyştan", "Beşik Uleması", "Saray mollaları" ve "Bel'am" gibi isimlerdir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.