Çocukluğumun hayal dünyasını, masumiyetini, mutluluğunu Mauro De Vasconcelos'a borçluyum. Şeker Portakalı üçlemesi ile serüven başladı. Lise de Jack London ile tanıştım. Demir Ökçe'deki Ernest Everhard'tan solculuğu öğrendim. Martin Eden ise bana ideallerimin peşinden koşmayı ve umutsuz aşkları öğretti. Peki ya John Steinback. Sanırım bu yaşlarımı en iyi anlatan yazar. Bu üç yazar da solcu, realist, emekçi, hayalperest, mücadeleci bir hayattan gelmiş. ☆☆☆
Sardalye Sokağı serisi destansı bir mahalle hikayesi. Berduşların, Orospuların, Göçmenlerin, Yerlilerin ve Beyaz Amerikalıların dayanışma içinde yaşadığı, mücadelelerinin büyük, dünyalarının küçücük olduğu bir mahalle... ☆☆☆
Doc Wilkinson benim 30 yaşımdaki iz düşümüm sanırım. Harcanmış bir potansiyel, sinirli ama içinde küçük bir çocuk barındıran, yalnızlığın kıyısında yüzen, borç verip geri alamayan, umursamaz ama bir o kadar da yardımsever bir adam. Umutsuz aşkın pençesinde ama bir gün mutlu olacak...