Şark Köşesi

Ömer Fatih Andı

Şark Köşesi Sözleri ve Alıntıları

Şark Köşesi sözleri ve alıntılarını, Şark Köşesi kitap alıntılarını, Şark Köşesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir titizlikle bakıyorsam taze ve korunmuş rüzgarlara beni çağırıyordur bir ses sürüklendiğim beden kapılarında
Reklam
sükutun ve hücumun cins atlı ulağındaki dil ferahlığı...
çözülüyor cihanın dikişleri ve yaralar bu kupkuru topraktan yüzlerce hayat inşa eden eski adamların nefesleriyle tazeleniyor bir ırmağın kendini yeniledikçe temizlenmesi gibi cevval
sırtında şehirlerle yürür bazı atlar bir savaş varsa evvela atların gözlerinde bir muhasara ancak atların sırtında taşınır çünkü toprağın ve bereketin peşinde çatlar bir at doludizgin koşacaksa bir ahir zaman bestesidir atın kentten ayrılışı beden kapılarını terk etmez hiçbir şarklı bir ırmak nefesini tuttuysa bekliyordur kesme taşlardan bir mabedin inşası için bir köprü yapılacaksa yükselmelidir atların omuzları üstünde bir şehirde yeniden tütecekse ocaklar at görür ilkin bunun rüyasını
Kime güvense can verdi şehrin eşiğinde Yine de döndü her gün eve Paklanacak bir kaç yarayla
Sayfa 14
Reklam
geçit vermedi duvar ve kapı ustaları tenha vakitlerde dokundu nehirlere çocuklar bilendi taş tuttu elleri çocuklar doğdu diri bir yaraydı bedenleri su camdan bir binek olup sırtına çocuklar yüklendi akşam güneşinde geçtiler tanrı korkusuyla nadasa bırakılmış topraklardan ve sırrı bilinmez kuyuların kanla kapanmış sıcak izlerinden kabristana vardılar bilmeden niçin ağırdı toprak elleri bilendi aydın gecede çocukların büyüdükçe ince uzun parmakları kendisi oldu kabristanın
"Gitdi Mecnun hane-i dehri baña ısmarladı Bir harab evdür kalur dīvāneden dīvāneye"
Reklam
"alnımda bir mahzen var kaç kişi sığar toprağa değdikçe nabzım bir gergin dere kış gelmesin göğsümdeki yara hürmetine beklemesin kimse eşiklerde kar ve pekmez için"
ve yüzünü kazıyor ademoğlu indiği her yokuştan aynada küçük bir sızı bir baş dönmesi insanlar ve maksatlar bıçak gibi keskin bir uyku var yüzyıldır ırmakların sesinde: tuğrası kazınmış çeşmelerden akmayan su
bir oruç bu toprağın altında kayıp bir gömüdür iftarı sesi hangi çarşıda satıldı bilmeyen kaç bin insan yüzünü toparlamak için suya eğildiğinde su nerede ve kimin bahçesindedir