You can find Most Liked Şarlatanlığın Tarihi books, most liked Şarlatanlığın Tarihi quotes and quotes, most liked Şarlatanlığın Tarihi authors, most liked Şarlatanlığın Tarihi reviews and reviews on 1000Kitap.
“Tarihi iki defa okuruz, ilk okumada kullanılabilir ‘gerçeklerin’ peşine düşeriz. Bu bir papazın İncil’i okuması gibi bir şeydir. İkincisinde bu işin aslı neymiş diye okuruz. Bu da şeytanın İncil’i okuması gibidir.”
Katolik rahip Pordenoneli Odoric, 14. y.y'da Çin'e gitmiş ve annelerin kızlarının ayaklarını nasıl seve seve bağladıklarını anlatmıştı: "Güzel kadının ayaklarının küçük olması gerektiğine inanıyorlardı; bu yüzden anneler, kızlarının ayaklarını, büyümesin diye sıkıca sarıyorlardı." Her bir ayak, 5 santim eninde ve 300 cm uzunluğunda bir bezle sarılıyordu. Dört parmak ayak boyutunda tabanına doğru bükülerek sarılırken başparmak dışarıda bırakılıyordu. Bununla ayağın 9 cm!ini geçmemesi sağlanılıyordu. Böyle sarılarak "biçimlendirilmiş" ayağa "lotus" deniliyordu. Kızların ayakları sarılırken müthiş bir acı çekmelerine rağmen sessiz kalmaları beklenir, yakınanlar dayakla susturulur. Bir kaç ay sonra baş parmak hilal şeklinde yukarı doğru kıvrılır, diğer parmaklar da ya ayak tabanıyla bütünleşir ya da tamamen düşerdi.
Hastalık ortaya çıktığında zenginler, ''vücudun en yüz kızartıcı ve alçaltıcı yerinden başlayıp yayılan bir hastalığın'' kendileriyle ilgisinin olamayacağını düşünerek, hastalığı yoksullara atfettiler.
Ayakları bağlanmış bir kadının tarlada çalışması imkansızdı ve bu, ona sahip olan erkeğin, kadının çalışmasına ihtiyaç duymayacak kadar zengin olduğunu gösterirdi.