Şarlatanlığın Tarihi

Lars Morris

Oldest Şarlatanlığın Tarihi Posts

You can find Oldest Şarlatanlığın Tarihi books, oldest Şarlatanlığın Tarihi quotes and quotes, oldest Şarlatanlığın Tarihi authors, oldest Şarlatanlığın Tarihi reviews and reviews on 1000Kitap.
Korse kadınlara hem fiziksel, hem de psikolojik zararlar vermişti. Viktorya döneminde yapılan otopsiler, korsenin kadınların karaciğerlerine ciddi zararlar verdiğini ortaya çıkarmıştı. Bazı raporlar, karaciğerin neredeyse ikiye bölündüğünü gösteriyordu. 1837'de kadınların korse yüzünden deforme olan göğüsleri ve omurgaları üzerine bir kitap yayımlanmıştı.
Sayfa 12 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
Bazı Afrika kabillerinde kadınlar, uzamak için boyunlarına halkalar dizerlerdi. Boyun kaslarının gelişmesini engelleyen bu halkalar, ölene kadar çıkartmazlardı. Afrika'da yaygın başka bir gelenek de dudak ve kulakları büyütmekti. Bunun için dudaklarının arasına taş ya da metal plaklar koyar, kulaklarına ağırlık asarlardı. Sağa sola salınarak yürümenin vajina kaslarını geliştirip güçlendirdiği düşünüldüğü için, genç kızların bir ayakları sakatlanıp topal bırakılırdı. Ama bütün bunların arasında, yarattığı sonuçlar açısından diğeriyle kıyaslanmayacak kadar vahşi bir gelenek vardı. Çinli kadınların "ayak bağlaması".
Sayfa 17 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ayak Bağlaması"
Katolik rahip Pordenoneli Odoric, 14. y.y'da Çin'e gitmiş ve annelerin kızlarının ayaklarını nasıl seve seve bağladıklarını anlatmıştı: "Güzel kadının ayaklarının küçük olması gerektiğine inanıyorlardı; bu yüzden anneler, kızlarının ayaklarını, büyümesin diye sıkıca sarıyorlardı." Her bir ayak, 5 santim eninde ve 300 cm uzunluğunda bir bezle sarılıyordu. Dört parmak ayak boyutunda tabanına doğru bükülerek sarılırken başparmak dışarıda bırakılıyordu. Bununla ayağın 9 cm!ini geçmemesi sağlanılıyordu. Böyle sarılarak "biçimlendirilmiş" ayağa "lotus" deniliyordu. Kızların ayakları sarılırken müthiş bir acı çekmelerine rağmen sessiz kalmaları beklenir, yakınanlar dayakla susturulur. Bir kaç ay sonra baş parmak hilal şeklinde yukarı doğru kıvrılır, diğer parmaklar da ya ayak tabanıyla bütünleşir ya da tamamen düşerdi.
Sayfa 19 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
"Kadın ve Ayna"
Ortaçağ'ın sonlarına doğru ayna kullanımının artması, makyajı da yaygınlaştırdı. Kilise, aynayı şeytan işi ve bağışlanmaz bir günah olarak damgalasa da kadınların aynayla kurdukları kopmaz ilişkiyi engelleyemedi. Ama bu ilişki, hastalıklı bir ilişkiydi. Ayna zalim bir erkek gözü gibi kadınların aynayla kurdukları kopmaz ilişkiyi engelleyemedi. Ama bu ilişki, hastalıklı bir ilişkiydi. Ayna zalim bir erkek gözü gibi kadınlara bakıyor, kusurlarını söyleyip mutsuzluklarına neden oluyordu. Ayna kullanımının yaygınlaşması, kadınlar arasındaki intihar oranını artırmıştı.
Sayfa 21 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
Aynanın yaygınlaşmasıyla, kozmetik sanayinin gelişimi arasında bir paralellik vardı. İlk kozmetik ürünleri, pek de faydası olmayan tuhaf şeylerdi. Örneğin; Fransa Kraliçesi Bavyeralı Isabeau, eşek sütüyle banyo yapar ve içinde yaban domuzu beyni, timsahın salgı bezleri ve kurt kanı bulunan bir losyonla yüzünü silerdi.
Sayfa 22 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 8 days
“Kadının yemini neden makbul değil” bölümü çok ilginç. Sadece buradaki bilgi bile din diye kabul edilen şeylerin ilkel, bilim öncesi zamanlardaki insanların önyargıları veya varsayımlarına dayalı yargılardan oluştuğunu ortaya koyuyor. Bunun dışında tarih boyunca bilime paralel şekilde şarlatanlığın da farklı alanlarda gelişerek devam etmesi ibretlik. Tarih boyunca insanlar duymak istediklerini söyleyenlere itibar edegelmiş. Günümüzde de büyük bir çoğunluk hala böyle devam ediyor.
Şarlatanlığın Tarihi
Şarlatanlığın TarihiLars Morris · Kırmızı Yayınları · 200974 okunma
Reklam
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.