"Fikir ve vicdan hürriyeti perdesi altında hürriyetleri kan ve ateşle yok etmekten başka bir maksat gütmeyen bu ajanları adalet pençesine çarptırmak için icap eden kıstasları vuzuh ve katiyetle tespit etmek zaruretine inanıyoruz. (Alkışlar...) Ancak bu suretledir ki, mizah ve siyasi tenkit kisvesi altında düpedüz aşırı sol cereyanların eseri olan neşriyatın tahribatından memleketi korumak kabil olabilecektir."
(Menderes bunları söylerken A. Nesin Meded'i çıkarıyordu, ben de Hür Markopaşa'yı...)
"Pahalılık, frenden kurtulmuş kamyon gibi sürülüyor halkın üstüne. Durmakla, sürücüyü kontrol altına alamadığımız gibi, ezileceklere de faydamız dokunmuyor."
"İstemiyoruz dört kişilik oyun! Ancak karşı karşıya tavla... Pastıra! Alafranga oyunlardan da bezik! Yani hep ikili oyunlar. Biz dış politikada bile üçlü, dörtlü oyunlara gelmeyiz. Anlaşmalarımız bile baştan aşağı ikili.Hep karşı karşıya! Dörtlü oyun politikamıza neden mi aykırı? Karşısındaki oyuncu dü şeş attı mı, işine gelmezse şeş beş diyebilirsin ikili oyunlarda! Tanık yok çünkü. Dörtlü oyunlarda her zaman, hır çıktı mı, iki tanık hazır!
"Demek Krempe'de kotra batıyor... İnebolu'yla Cide arasında...ve sen Sinop'a çıkacak yerde taaa Varna'ya çıkıyorsun!"
"Canım rüzgâr değişti. Kotra parçalanıp da ben denize düşer düşmez karayelden gündoğusuna dırise etti rüzgâr."