İnsan bir şey olmasını bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. Bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyor, şakakları zonklayana kadar düşünüyordu. Bir şey olmuyordu. Yalnız kalıyordu. Yalnız, tamamen yalnız.
Bize hiçbir şey yapmadılar, mutlak bir hiçliğin içinde hapsettiler; bilindiği gibi, yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlikten daha fazla baskı uygulayamaz.
Stefan Zweig diyor ki: “Kitap okuyan insanlar, dünyayı yalnızca kendi gözleriyle değil, sayısız insanların ruhsal bakışlarıyla görebilir.” Martin ekliyor: “Kitap okuyan biri, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan ise sadece bir hayat.”