Askerlik ve savas konularını işleyiş tarzı harika. İnsanın içinde savaşma duygusu uyandıracak kadar etkili bir anlatım. Ayrıca yazarın kitabının içine kendisini de koyduğu ve ideolojisini işlediğini de söylemek mümkün. Roman adı üzere savaşı anlatsa da bilhassa Nataşa ve Andrey'in aşkını işleyişi Fransız yazarlardan misliyle güzel.
Savaş ve Barış Tolstoy’dan okuduğum ilk kitaptı. Kitaba başlarken karakter sayısı biraz gözümü korkuttu. Ama okudukça her bir karakter içselleşmeye başladı.
Kitabın genel olarak başlangıcı; Napolyon’un savaş stratejisinden bahsedip karakter analizleri ve dönem dönem yaşanan aşklar konu edilmiş. Hatta kitabın yarısına gelene kadar savaş adına pek bir konu işlenmediğini söyleyebilirim. Olay başlı başına Rusya’da yaşanıyor. Soylular ve sürekli olarak verilen balolar dönem olarak ‘Masumiyet Çağı’ ve ‘Aşk ve Gurur’u da anımsattı. Özellikle Nataşa adında güzeller güzeli bir kızı baz alarak aşk hayatıyla harmanlanıp Fransa’nın Rusya’yı işgali anlatılmış. Bazı kitaplarda kendime belirli karakterleri çok yakın hissederim. Bu kitabın benim için unutulmayacak ismi de Prens Andrey olacak. Baştan itibaren içine çeken karakterleri ile de sarıp sarmalayan Napolyon dönemini de çok güzel işleyen bir baş yapıt.
Savaş ve BarışLev Tolstoy · Kum Saati Yayıncılık · 201021,3bin okunma
Bir kitapta bu kadar karakter olur ve hepsi de nerede nasıl ortaya çıkar bu kadar güzel ayarlanabilir mi ? Her karakter sanki bir insanın hayatından rolünü tamamlayarak çekilir adeta. Bu kitap bir nevi hayatın dönüşümüdür.
Kitap zaten hepimizin bildiği gibi bir dünya klasiği içerisinde aşk var lakin abartı yok savaş ön planda zaten bahsedilen dönemin en büyük aşk hikayesi savaşmış Tolstoy’un en sevdiğim kelimesi bence bu kitap için denmiştir savaşlar neferlere neferler askerlere askerler ise geri dönmeye aşıktır.
Savaş ve BarışLev Tolstoy · Gönül Yayıncılık · 201521,3bin okunma
