Savaş ve Barış - Cilt 1
Lev TolstoyLow Rated Savaş ve Barış - Cilt 1 Reviews
You can find Low Rated Savaş ve Barış - Cilt 1 quotes, low rated Savaş ve Barış - Cilt 1 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Öncelikle şunu söylemek istiyorum okuması hiç ama hiç kolay olmayan bir kitap..
Ben Rus edebiyatını çok seviyorum çünkü dönemi o kadar güzel anlatıyo ki o zamanlarda yaşıyo gibi hissediyorsunuz..
Bu kitapta da resmen karakterlerle birlikte yaşadım. O kadar çok karakter varki ve her karakterin 3-4 ismi hitap şekli olduğunu düşününce hepsini tanımak için liste falan yapmanızı öneririm okurken.
Herkes bu kadar ağır kitapları sevmeyebilir o yüzden mutlaka okuyun diyemiycem.
Ama uzun soluklu böyle dizi tadında bir dönem kitabı okumak isterseniz savaş ve barış güzel bir kitap olur. :)
Tarihe farklı bir bakış açısı ile bakmayı,eleştirel ve objektif olmayı öğreten bir kitap.Hem bilgi hem de edebi yönü çok güçlü bir eser.Uzun soluklu ama sıkıcı değil.(Ben sentez yayınlarından okudum 4 ciltti.Çevirisi güzeldi.Burdan ekleyemedim)
Kısa Kısa
Çoğu Rus klasiğinde olduğu gibi Savaş ve Barış'a başladığımda ilk bölümlerde kendimi içinden çıkılmaz bir karakterler saldırısı altında hissettim. Özellikle alışık olmadığımız isimler, hitaplar sizi endişelendirmesin. Okudukça olaylar berraklaşıyor karakterler yerlerine oturuyor.
Kitabı sadece savaş ve beraberinde getirdiği barış kavramları çerçevesinde düşünmek, kitabın isminden dolayı biraz yanıltabilir. Kitapta söz konusu savaş Napolyon'un Rusya'yı işgalidir. Ama bu arka planda verilen bir savaştır. İçeriğin çoğu savaşın Rus toplumundaki etkisi ve yarattığı değişimdir. Ve bazı yerlerde Piyer üzerinden bireyin değişimidir.
Kimi bölümlerde savaşın gereksizliğine vurgu yapar ve savaşlarda yaşanmış tonlarca suçun aslında cezasız kaldığı üzerinde durur. "Milyonlarca insan birbirine karşı, dünyanın bütün mahkemeleri asırlarca uğraşsalar kayıt altına alamayacakları sayısız suç işledi."
Kitabın en güzel bölümlerinden biri de iktidar kavramı üzerinde durduğu bölümdür. İktidar, kitlenin iradesinin tek kişiye verilmesidir der Tolstoy. Monarşi'de bu iktidar tek kişidedir. Bu kişi iktidarın yani halkın iradesinin sonsuz gücüne sahiptir. Oligarşi'de bu irade küçük bir zümreye verilmiştir. Şimdi demokrasiye gelelim. Demokrasi halkın belli bir süreliğine yöneticilerini kendisinin seçmesidir. Bilindiği gibi bu seçilenler de kendi aralarında (bazen direkt halk tarafından) birini seçerler. İktidar kısmi olarak bu kişide toplanır. Aslında demokrasi monarşiyi biraz yumuşatmıştır kanımca.
Tolstoy'un tarih ve özgürlük hakkındaki düşüncelerini merak edenler son bölümlere dikkat ederek kitabı okuyabilirler.
Daha çok Tolstoy okumalıyız
Kitabı okuduğumda açıkçası şaşırdım. Çünkü roman desem değil, tarihi kurgu desem değil, aşk romanı desem değil, fizik veya matematik kitabı desem değil, felsefi bir kurgu desem değil, psikoloji desem değil, botanikle ilgili desem değil. Kitap bunların hepsinin olduğu, gerçekliğin ,kurgunun, matematiğin,aşkın iç içe geçtiği muazzam bir başyapıt.
Savaş ve Barış; ilk kez 1869 yılında yayımlanmış, dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri kabul edilen ve Tolstoy’un edebi yaratıcılığının zirvesi olan roman. Dört kitap ve kapanıştan oluşuyor, toplam 1808 sayfa. Rusya ile Fransa arasında yaşanan savaş ve doğurduğu sonuçlar beş asil aile üzerinden gerçekliğin ve kurgunun harmanlanması ile anlatılıyor. 600’den fazla karakter barındıran kitapta karakterlerin birçoğu kurgu olmasına ragmen baş karakterlerden bazıları, özellikle askeri ve politik olarak üst düzey olanlar aslında gerçek karakterler.
Tolstoy, bu dönemi anlatabilmek için tarihi araştırmalar yapmış, yazılan kitapları incelemiş, kendisi de bir gazi olduğu için tecrübelerini eklemiş, hem Fransızca hem Rusça kaynaklar okumuş ve objektif bir roman ortaya çıkarmaya çalışmış. Gerçeklik ve anlam arayışını Tolstoy’un birçok eserinde zaten görüyoruz, Savaş ve Barış bu arayışı anlamak ve anlatmak için konu olarak da çok müsait ve bu yüzden özellikle 2. ve 3. kitapta kendi görüşlerine yer vererek, hem Fransızlar hem Ruslar açısından bakarak gerçeği ortaya çıkarmaya çalışmış.
Yıl bitmeden bitirebildiğim için mutlu, böyle güzel bi hikayeyi bitirdiğim için birazcık da mutsuzum. Ama iyi ki de okudum. Öyle güzel bi roman çıkmış ki ortaya böyle güçlü Bi eserin Bir insan beyninden çıkabiliyor olmasına insan hayret ediyor. Karakterleri burda anlatmaya kalksam sayfalar yetmez ama Piyere değinmeden nasıl geçeyim? İnsanlar para, şan, şöhret ile diğer insanlara nasıl davranması gerektiğini belirliyorken bunların değiştirmediği, kalbinde ki merhametten başka Bi rotası olmayan dış görüntüsü ile tam tezat bir naifliğe sahip bu adamı göklere çıkarmak lazım. Kalbinde ki sevgi, sadakat, diğer insanların yaptığı hataları affedecek Kadar yüce gönüllü olan karakterin bu dünyada da olabilmesini o kadar çok isterdim ki... Savaşın yıkıcı etkisini her ailede bıraktığı acıyı kendin yaşamış gibi hissediyorsun. Her ölen asker de kendi kardeşini abini sevdiğini buluyorsun..
Bende ayrı bir yeri olan bu eserin, bu tarzda farklı bir eserin tekrar kaleme alınabileceğini tahmin etmiyorum.
Bu kitabıyla Fransız ihtilali sonrası ve 19. yy. başlarındaki en önemli savaşları ve tarihte yerini almış şahsiyetleri anlatan Tolstoy, soyluluk göstergesi olan "Fransız Kültürü" almış sözde aristokratların ve dönemin Rus alt tebaaları hakkında anlattıklarıyla adeta o dönemi bizlere tekrar yaşattırıyor.
Tolstoy eserinde oluşturduğu estetik yaşantıyla, hem tarih ve savaş konularını felsefi bir dil ile, hem de olay örgüsü ve karakter çeşitliliğiyle şüphesiz edebi alanda muhteşem bir hazine sunmuştur.
Karakterlerin fazlalığına, konuların çeşitliliğine ve sayfaların uzunluğuna bakarak karamsarlığa düşmeyin. Kitap su gibi akıyor.....